S O Y L U E D E B İ Y A T
turgay gönenç
SÖZCÜKLERİN ANLAM ÖNCESİ ETKİSİ (Turgay Gönenç)
Bir sözcük sanatı olan şiirde düz düşüncenin, sözcüklerin yerleşik anlamlarına bağlı düşüncenin yeri yoktur. İmge ve aracı olan sözcük önce anlam öncesi etkisi ile ele alınır, bu etki ile düşünülür. Nedir sözcüklerin anlam öncesi etkisi?
Sözcüklerin duyulup anlam kazanması iki evrede olur. Önce, kullanılan sözcük, bir titreşim, fiziksel bir olay olarak vardır. Fiziksel bir evredir bu. Bu titreşimin kulaktaki düzenekten beyne aktarılması, bu titreşime ait kavramın öne çıkmasıyla psikolojik evre başlar. Anlam psikolojik evrededir. Böylece, daha önce, aynı anda oluşmuş sözcük, nesne ve kavram ilişkisi,bunlardan biriyle diğerini eşler. Başlangıçta bire-bir eşleşmedir bu, daha sonra çağrışımlarla farklı boyutlara ulaşır.
“Suratın ne güzel” demeyiz sevdiğimiz bir insana, “yüzün ne güzel” deriz. Gündelik yaşamda, edindiğimiz sözcük estetiği sonucu, anlamları aynı olan sözcüklerden özenli seçmelere girişiriz çoğu kez. Bu da bize sözcüklerin anlam öncesi etkisinin önemini gösterir. Özellikle şiirin sözcüklerinde bu etki, kılı kırk yararcasına ele alınmıştır tüm usta ozanlarda. Bu nedenle de, şiir öncesi ya da şiirin oluşum aşamasındaki düşünce evresinde, sözcükler düz mantığın kurallarını aşar. Şiirde biçimin, özgün bir şiir dili oluşmasının başarısı sözcüklerle düşüncenin bu başkalaşımı ile bağımlıdır inancındayım. (...)
Sanat yapıtı bir biçim, biçem, içerik üçlemesiyle ele alınır. Tüm bunlar estetik bir kaygı gerektirir. Bu üç öğe içinde gerekli estetik bütünlük sağlanmadıkça, gerçek anlamda sanat yapıtından söz edilemez. (...) Günceli sanatın kendi dili içinde geniş zamana dönüştürebiliyorsanız, eskimezliğe ilk adımınızı atmışsınız demektir.
ŞİİR BİRİKİMİ
Benim sanat anlayışım yadsıma üzerine değil, gelişme üzerine kuruludur. Kendinden öncekini özümseyip, kendinden sonrakine yol açan bir bakış açısıdır bu. Bu nedenle, yazdığım her şeyi geçmişe borçluyum. Tüm yazdıklarım, bugüne dek yazılanların bir sonucudur. (...) Tüm sanat yaşamım boyunca kararlılıkla aynı yolu izledim. Geçmişi, gelişimi dikkatle incelemek, bunun sonuçlarından geleceğe yönelik, sanatın kendine özgü dili içinde, özgün bir biçem oluşturmak. Böylesi bir sanat uğraşı sürekli hesaplaşmayı, irdelemeyi, araştırmayı zorunlu kılar. (...)
Her kuşağın bir önceki kuşağa göre avantajı: Kendilerinden önceki şiir birikimidir. Bu birikim ne denli geniş boyutlu ise, geleceğe açılma o denli elverişli demektir. Önemli olan, bu birikimi doğru değerlendirip, kendinden öncekinden, kendini yaratabilmesidir. (...) Günümüz genç kuşak şairlerinin bu birikimden gereğince yararlanmadığına çok tanık oldum. Genelde çoğu, geçmişi üç isimle tamamlıyor. Bu durum da, kendinden önceki şiire ulaşmalarını engelliyor. Birikimlerini kısırlaştırıyor. (...)
Yenilik geçmişi iyi anlamakla başlıyor. Çağdaşlık, sanatın sürekliliği içindeki, her çağ için geçerli ve kalıcı olmakla eşanlamlıdır çünkü.
ÇOK YÖNLÜ SANATÇI
Günümüz sanatı, kendi alanına kapanan kişiyi artık dışlıyor. Sürekli, yıllardır yazdığım gibi, çok yönlülük günümüz sanatçısının olmazsa olmazıdır. Benim sözünü ettiğim çok yönlülük, ürün verme açısından değil, bilgi ve sanatlara doğru bakmayı öngören bir çok yönlülüktür.
ANADİL
Yazarın malzemesi anadilidir. Bir yazarın kusursuz, şiir yüklü bir anadile ulaşmasından daha büyük bir mutluluk düşünemiyorum.
Turgay Gönenç
(Cumhuriyet Kitap, sayı:698)