S O Y L U E D E B İ Y A T

TÜRSÜZ YAZIM



SANRILI BUYRULTULAR

1.
elbe!
de ki:
gökcül hırsların oyunlarında anlamını yitiren gerçek, uzak dursun iyiliğin adından
iştahlarını suskunun ölgünlüğüne kayıt düşen çürümüş uslar bilmez mi ki: söz akranıdır hayatın
ergen acıların belleğe kazınan zamansal izleri çağırırken utkusal hazlara; dudaklarında kanlı gülüşlerin esrarı
kuşkanatlı rüyalarda kapitalin çocuğunu katlederken tanrısız el;ezilen bedenlerin ruhlarına sızan direncin mayasını çalıyordu derinden;
bilmezler mi ki; ölülerde dirilerin içrek olduğunu, hangi ellerini uzatacaklar, hangi yüzlerini gösterecekler
de ki; maskelerin düştüğü yerden söylüyoruz onlara, utançlarını taşıyacakları yüzlerini kendileri yarattılar, utanmayı bilirler mi?
yıktıklarına baksınlar yeter, görecek gözleri varda görmezler mi,oysa alacakları dersler vardır onlarda
__________________
2.
elbe!
de ki:
onlar bir pencereden bakanlardır siyaha kanmışlıkları vurur yüzlerine
evrenin ayaklarında böcek gibidirler, tutunacak dişleri yoktur onların
eğilmekten önlerini göremezler, ufuklarında parlayan yıldızlar ışıtırken dünyayı
__________________

3.
elbe!
de ki:
karanlığın çocukları dünyayı parçalarken ortasından kazıklı burgularla
içinde çarmıha gerilecekleri sütunları dikiyorlar toprağa
bilmezler mi ki; topraktan gelenin toprağa döndüğünü
çağırın yüzleşicileri! bitkilerin yeşilini zehirleyenler girmesinler bu kapıdan içeri
metali kanla yıkayanların yüzleri dökülsün kızgın haddelere
__________________

4.
elbe!
de ki:
ölüm satıcılarının tahtları yıkılırken yeryüzünde
kadını öldürenler ve mülkleştirenler sonsuz yalnızlığın mirasçılarıdırlar
içinizdeki erkeği öldürün yüzyılların artığı iktidar beyinli tanrının gölgesinden beslenen
açın yüzlerinizdeki örtüyü sonra kucaklaşın
hayat yüceliğin akışında yeniden doğacaktır insanoğlunda
__________________

5.
elbe!
de ki:
kara parçalarının rengini bozanlar, acıların denizlerinde yitik birer kibrit çöpüdürler
sularda arasınlar eşlerini, eşleri ki yalnızlıklarına maske takmış güleç yüzlü siluetleridir riyanın
__________________
6.
elbe!
de ki:
suların akışını tersine çevirenler kendi çöllerini yaratanlardır
saflığı bozulan her şey kendini inkar edene döner
kirletilen aklığın maviliğine düşen siyah onlara hiç mi bir şey anlatmamaktadır
oysa aksayan uzuvlarınızda kendi açlıklarınızın miraslı kalıntıları vardır
kanlı gözyaşlarını akıtan doğanın rahmine kötülük tohumlarını eken sizlersiniz
kardeşlerinizin özlerini esir eden yoksunluklarda yoksulluğu tenlerine giydiren
__________________
7.
elbe!
de ki:
yüzleşme günü geldiğinde ,yüzlerine vuran kendi yansılarıdır korktukları
cennetim yok, cehennemim de; susup dinleyecek olan onlardır
bütün insanlık sigaya çekecektir onları,savaşlar,katliamlar,türünü ezip geçen onlardır
keşke bitmeseydi diyecektirler bu kudretin aklına boyun eğmeler
inkar eden karşıtını doğurarak büyür bilmezler mi?her zayıf güçlenir, her güçlü zayıflar
__________________
8.
elbe!
de ki:
yüzlerinde nefretin yükünü taşıyanlar, açlıklarını doyuracakları ateşlerden besleneceklerdir
acılardan örülü iktidarlarından arda kalan gözyaşlarında bağışlanmayı dileyenler bilsinler ki ;
ölüm onlar için daha az azap vericidir ;çünkü onlar yaptıklarından ötürü her an ölümle yaşayacaklardır.
__________________
9.
elbe!
de ki:
karanlığı eteklerinde toplayan kadınlar çarşaflarını örtmesinler yüzlerine
mekanik gıcırtıların sesine karışırken dijital algılar
topuklarında fahişeliği saklayanlar güldüklerini mi sanıyorlar, prangalarını kemirirken ruhlarındaki köleler;azatlık yasaktır onlara
__________________
10.
elbe!
de ki:
rahimlerinin gücünü bilmeyen kadınlar neden kaybettiler insanlığı?
emzirirken eşit bölüştüren onlar değil miydi?hiç sorgulamazlar mı?
__________________
11.
elbe!
de ki:
beyinlerinde köleliği taşıyanlar rahimlerinden özgürlük doğuramazlar. erkekleri onlar doğurmadı mı,onlar emzirip,onlar büyütmedi mi? kendi eserlerinde inkar edilen onlar değil mi kimi suçluyorlar,dönüp kendilerine bakmazlar mı?
__________________
12.
elbe!
de ki:
özgürlük bilge insan eylemidir,susarak özgürleşeceğini sananlar dilsiz kölelerdir
__________________
13.
elbe!
de ki:
ortaklaşa üretirken her şeyi ;ilk bozulan neydi ve kim bozdu ve neden bozuldu?
kendi yarattıklarında kendilerini köleleştiren onlar değil miydi?
ilk acıyı yaratanlarda onlardı. kimi suçluyorlar? hiç düşünmezler mi nereden ve nasıl bu hale geldiklerini?
şüphesiz baksalar tarihin akışına alacakları dersler vardır acılarda
açlığın siyah sesini dilsiz tenlere hapsedenler onlardı,
yaşayan ölüleri toprağın içine gömenlerde;nasıl bakacaklar çığlıkları evreni sağır edenlerin yüzlerine
__________________
14.
elbe!
de ki:
kendi yarattıkları doğrularla insanları suçlayanlar; başkalarının doğrularıyla yok olmayı kabullenenlerdir, hiç düşünmezler mi söylediklerinin nereye gittiğini? şüphesiz söylediklerimizi anlayanların çıkaracakları dersler vardır.
__________________
15.
elbe!
de ki:
kendilerinde olanı göremeyenler hiç olmamış olanı nasıl bilebilirler,nasıl görebilirler,hiç düşünmezler mi?
__________________
16.
elbe!
de ki:
ateşi çaldım.
tanrıları yaktım.
su diye bağıran onlardı.
sonsuzluğun içindeydi evren
kanamalar yoktu çocuk gözlerinden
big bangın ardındaki oyunda yokluğun tılsımlı elleri yoktu
çelimsiz bir tanrının kaprislerine kurban ediliyordu insanlık
hangi yalnızlığın korkusuydu talan mevsiminde kurban edilen
__________________
17.
elbe!
de ki:
elsizlikten elleri,dilsizlikten dilleri,tinsizlikten tinleri doğuran onlardı
meraktan ve yanılsamalardan ve sensizlikten seni yaratan onlardı,
yanlışı doğru zannedip yaşatan onlar değil miydi?yanılarak öğrenen onlardır
__________________
18.
elbe!
de ki:
yanlışta ısrar edenler bir avuç azınlıktırlar,türlerini ve dünyayı yok edecek olan onlardır
hiç düşünmez ve anlamazlar mı sonlarının geldiğini?
__________________
19.
elbe!
deki:
zamanın eğrildiği yerden geçecek olanlar ,zamansızlığın adıyla çağrılacaklardır.
onlardan zarar gören olmayacaktır. istedikleri anda istedikleri yerde olan onlardır.
sadece görüntülerin ve seslerin zamanda aktığını sananlara ibretler vardır.
kuarkları çökerten ve birbirine sıkıştıran olasılıkçı gerekirliğin hükmüdür
ve onlar parçalandığında elinizde kalanlara iyi bakın, sonsuz olanı sonsuzca parçaladıklarında;evrenin beşiğinde sonsuzu bulacaklardır;
__________________
20.
elbe!
de ki:
yaşamın anlamını hâlâ çözemediler mi?
o yüzden mi birbirlerine acı veriyorlar,dünyayı kana buluyorlar bin yıllardır?
oysa idrâk edilecek tek şey insandır,bütün anlam ondadır.
gizlisi saklısı olmayan, diliyle söyleyebilen o’dur; anlamları çözmek insanın aklının yüceldiği yerden geçer,insanın aklının yüceldiği yer insanlığı kavramaktan;akılları varda kullanmazlar mı?
oysa insanda açık olan aklın kendisidir;akıl, insanlığı anlayacak ,gerçekliği bulacak yegâne güçtür,
kendisine verilen anlamlarla varlaşan o’dur,onlara de ki:mutluluğu; azabın amacında,yoksulluğun kaderciliğinde, çilenin özünde arayanlar,nasılda yanılmaktadırlar,bilmezler ki en tam insan kendisinde olanı gerçekleştiren insandır;onlara de ki:insan özgürleştikçe mutluluğun özünü anlar,insanlar özgürlüğü: yeteneklerini,tutkularını,hayallerini özgürce ve birlikte gerçekleştiren insanlar olmadıkça, mutluluğun kaynağını çilenin tapıncında arayacak nesiller yaratacaktır ve o nesiller sizleri andıkça tarihin kan sızan sayfalarından sizin de ellerinizin izi çıkacak, bakabilecek misiniz ellerinizle yarattığınız eserlere?
__________________
21.
elbe!
de ki:
akılla başlayan acı akılla yok olur,ilk/el (güdüsel) aklın yarattığı yetmezliklerde boğulmak, yücelen aklı anlayamayanların akılsızlığıdır.ilk/el akıl ki kendisi için gördü her şeyi, ortakça olanı kendisi için,ondan önce ortada olan neydi, hiç düşünmezler mi?yetenek yoksunluğunun ve zorunlulukların yarattığı ortaklaşa yaşam;sonra gelişti her şey,ilk/el aklın egemenliğini sürdürmek isteyenler binyıllar boyunca hükmettiler neden?insanlık ilkel aklın yetmezliğiyle zorunluluklardan doğanı doğru diye algılamasaydı her şey farklılaşacaktı,sonra doğru zannedilenin alışkanlığıyla yürüdü geleceğe;sapıncın derinliği alışkanlıkların varlığında büyüdü,ilk acının tohumlarını atan ;aklın insanal yoksunluğudur bilmezler mi?de ki: ilkel aklın savunucuları sadece kendisi için isteyen güdüsel varlıklardır,oysa akıl yücelmiş safhasındadır,sapıncın doğruya akma zamanıdır artık bilmiyorlar mı?
__________________
22.
elbe
de ki:
sırtını mistik ürpertiye dayayan akıl
egemenliği kendinden yarattığı hiçliğe verir
kölesi olacağı zamanları
kil tabletlere yazar zehirli ayetlerle
__________________
23.
elbe!
deki:
aklın eziyetine aklıyla karşı koyanlar geleceğin mirasını yaratanlardır;
onlar,insanlığın mutluluğuna ışık tutan yalvaçlardır.ne mutlu onlara ki yaşamın güzelliklerini sır diyerek saklamazlar
__________________
24.

elbe!
de ki:
içlerindeki iktidarlarını yıkamayanlar zulmün kaynağıdırlar;hükmetmek insanlığın çocukluk hastalığıdır.değilmi ki;mülkleştirme tutkusunun karanlık dehlizlerinde insanlığa acıyı yaşatan onlardır,mülkleştirme: iktidarlaşmanın aç gözlü şahididir,gözleri sadece kendine dönük aynalara bakar;aynalarını kırmayanlar onlardır ,güzelliği ve yüceliği kendinde görürler,oysa bilmezler ki;insanlığı yatağından saptıran onlardır,tarihte iktidar olan onlardır,insanlık onların doldurduğu kan çanaklarından içmiştir acıyı;onlara de ki:ya insanlık için yaşamayı seçecekler ve insanlaşacaklar yahut kendi yarattıkları iktidarlarının yıkıntıları altında kalacaklardır;şüphesiz insanlık iktidarsızlığın paylaşıldığı gerçek insan toplumunu yaratacaktır

__________________
25.

elbe! 
de ki;
1-köleleştiren aklın çağrılarında onları büyüleyen gizli kötülükler vardır... hiç görmezler mi?
2-onlara özgürlük gibi görünenlerde tutsaklığın zehirli gülleri vardır...hiç anlamazlar mı?
3-toprağı kanatanların bin yıllardır süren egemenliklerinde,kendini özgür sanan kölelerin emekleri vardır...
4-kanın renginden beslenenlerden sakının...
5-gündüzü geceye çevirenlerin gözlerinde gördüğünüz ışık sizi kör eden karanlığın ışığıdır
6-iç aynasında insana bakmayanlardan uzak durun
7-kimin gözüyle bakıyorsunuz hayata,aldatanlar ve aldananlardan olmayın
8-emeği tutsak ederek yaşayanlar,insanlığın saptırıcılarıdırlar
9-emeği özgürleştirmeyen bir insanlık köleliğin ahlâkını egemen kılar sonra bu ahlâka tapınanlardan olur
10-tutsaklığın ahlâkını savunanlardan sakının
11-dilleri yasaklayanların dilinden olma! onların sözlerinde balla karıştırılmış baldıran zehri vardır,tadında bal, özünde baldırandır.dilleri tutsak edenlerin dilinde özgürlük: öldüren bir kelebeğin güzelliğindeki çekici renklere benzer...her güzel görünen renge aldananlardan olma

__________________


 

    

bugün 26 ziyaretçi (98 klik) burdaydı!
geri git ileri git hakkımda


online
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol