S O Y L U E D E B İ Y A T

melih cevdet anday-7



UZUN ŞİİR - KISA ŞİİR (Melih Cevdet Anday)

 

 

     Geçende bir ozan  arkadaşım, yeni yazdığı dört beş dizelik güzel bir şiirini okudu bana;  o  şiir  üzerine konuşurken, uzun şiir-kısa şiir konusuna değindik. Şunu merak ediyordum  ben : Arkadaşımın,  o dört beş  dize  ile  verdiği,   vermek  istediğinin tümü   müydü?  Başka  bir değişle, onu bu dört beş dizeyi yazmaya iten düşünce daha da geliştirilmeye elverişli değil miydi? Bir ozan, niçin kimi zaman düşüncelerinin ardına takılıp gidebildiğince gidiyordu da, kimi zaman az sözle yetiniyordu? Konuların (salt  anlaşma  kolaylığı  sağlamak için kullandığım bu sözcükten ötürü bağışlanmamı dilerim, yoksa konulu şiir değildir sorunumuz) geliştirilmeye  elverişli olanı, olmayanı mı vardı ve bunlar ne yoldan ayırd edilebilirdi?  Konuşmamızın sonunda anlaşıldı ki o  ozan  tanıdığım,  sadece çok vakti olmadığı için kısa kesmiş, dört beş dize ile yetinmişti. Demek kısa şiirler, vakitsizlikten ötürü kısa şiirdiler. Bunun gibi, tembellikten ötürü, yorgunluğuna katlanamamaktan  ötürü geliştirilmeden bırakılmış şiirler  bulunduğunu  da  düşünebiliriz. Bütün bunların dışında kısa şiiri, salt kısa şiir için yazmak diye anlatabileceğimiz bir tutum da var ki, bu tutum, "Şiir kısa olur!" savını içinde taşımaktadır.

 

     (...)  Bugün  bizim  kısa  şiirleri uzun şiirlere, ya da uzun şiirleri kısa şiirlere  yeğlememizin  ne  gibi  nedenlere  dayandığı sorusu kolay kolay çözülemez.  Uzun  bir  şiiri,  kısa  bir  şiir  gibi  sevmemize hiçbir  engel yoktur.  Ama  daha  ileri  gidersek,  "Uzun  şiir  nedir,  kısa  şiir nedir?" sorusunu   sormak   gerekir;   kaç   dizeye  kadar   kısa  şiir de  kaçıncı  dizeden sonra uzun şiir  başlar?  İşte  bu  soruyu  karşılamadan konuyu aydınlatamayız sanırım.

 

     Edgar  Allan  Poe,  31 Ağustos 1850' de yayımlanan,  From  the Poetic   Principle    adlı    yazısının    bir    yerinde  şöyle  diyor :  "Şu  kanıya   vardım  ki,  uzun  şiir  diye  bir şey yoktur. Uzun şiir sözünün sadece apaçık bir çelişki  olduğunu ileri sürüyorum."

 

     Uzun şiire karşı ilk başkaldıran Edgar Allan  Poe'dur, diye düşünmekte büyük bir yanlışlık olmasa gerektir. Başka bir deyişle,  kısa şiiri,   yeni   bir  şiir  anlayışı   olarak   ortaya   süren  çağdaş  şiirdir  ve onun babası sayılan da Edgar Allan Poe' dur. Ancak Poe' nun, sözgelişi Raven  şiiri  108   dizeliktir. Şimdi 108 dizelik bir şiiri kısa şiir mi sayacağız, uzun şiir mi?

 

     Burada yapılacak  ilk  iş, konuyu dize  sayısına bağlı görmekten kurtulmak olmalıdır,  sanıyorum.  Çağdaş  şiir  anlayışı, şiirden öyküyü atmak  amacından doğmuştur, denilebilir; bu ise sözgelişi, Homeros'un, Dante' nin, Fransız  klasik ozanlarının  ve bir anlamda  romantik ozanlarının şiir anlayışına  karşı çıkmak demektir. Gerçekten de, Homeros' u alırsak, o iki  büyük  koçaklamanın onca uzun olması, bütün ayrıntıları ile bir savaşı ve bir deniz yolculuğunu anlatmasından, giderek bir parçayı  önce ozanın, sonra kişilerden birinin diliyle, daha sonra da başka bir kişinin diliyle olmak üzere birkaç kez anlatmasındandır. Öyküyü, tarihi, dini, ansiklopedik bilgileri  çıkarıp atınca, yeni şiir ister istemez, eski şiire bakarak kısa olacaktır.

 

     Bu  açıdan   bugün   uzun   şiir - kısa   şiir   tartışması,   bana   gelir   ki, baştan başa gereksizdir.  O  tartışma, yeni şiirin, çağdaş şiirin ortaya çıkışı  sırasında,  yüz yıl  önce gerekliydi. Bugün kısa şiir sözünden, beş altı  dize  içinde  dönüp  durmayı anlamak, bu bakımdan , sadece yanlış olmakla  kalmaz,  bir  şiirin  geliştirilmesine,  bu yoldan görütlemeye de karşı  durmak  olur, vakit  darlığından ya da  değil, tembelliği yerleştirir, fantaziyi  nükteye  indirir  ve  ozanlığı  kolay  göstererek şiirin  eğitimsel yanını çürütür.

 

 

 

 

Melih Cevdet Anday

 

 

 

   

 

 


bugün 15 ziyaretçi (58 klik) burdaydı!
geri git ileri git hakkımda


online
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol