tarçın
TARÇIN KOKULU KIZ*
fırtınadan kurtardığım kokuna diyorum
örneğin birkaç saat önce serçenin
kotardığı sesini aldım, yara sayıldı;
yırtınca ipeğin çuhasını bahar,
sancı diktim kalbime, ağrıdı!
açılmadan keşişin elinde esrar defteri
konuştu su: zaman taşırır sevgilinin kalbine
bir sabah düşer ölüme, gül kırmızısını yitirip
söndürür, gitarın yaktığı kumsal ateşini!’
göğe biraz mavi çalarım kirpiklerin arasında
bütün kuşlar gelir göçe, aç pencereni;
bekle, kanat çırpan kalbimi tenhâdır!
imge damlası şiiri kirletir, anneme göre:
nehrin kumaşından biçiliyor tenimin duruluğu!
kadınlar, kumaşçı dükkanı aynasında sevdanı giyiniyor
gülün yaprağına düşer avlu çiçeği gölgesi
bekle, kalbimi kanat çırpan, tenhâdır sokak!
saat bizi çağırır, karala, gün batımının son öpüş tarihini
güneşin sayfasına dağılmadan alnımın buğusu--
en iyisi susayım, söz bırakıp biraz mektubuna
kır çiçeği kokusu bahçe kapısından kaçar bahara
birikir ter tanesi göze acıdan, tuz yarasını yakar aşkın
ölü serçe yaşında kalbim olsa, gör nasıl…
göğün sesinden korkup, orman yangını başlattım
papatya gül arasında tomurcuğun doğum sancısına
kapı pervazına paslı çivi çakıldığında sus!
dokumuş yarasa yuvasını merdiven altına
uzat elini, nazlı bir dokunuş bul hadi ona …
sevincim çıt kırılır, affedersin ah sevgilim!
anı’ların tozlu odasından kalkıp dâvetsiz geldim
üstüm başım kirpik tozu, aç kapını gireyim
nehrin taşkınlığından ölçülüyor sabrımın sınırı!
kadınlar, kumaşçı aynasında gülüşünü beğeniyor
çizdi çarşafa serçeler, sevişme örgüsünü
desenini dikti dalgın çiçeğin, su başlarına
kambur iğne eline batmasın dikkat et,
kabuğunu kopardı hayat, gül kanıyor!
çatı arasında menekşe dolu sandığı aç;
naftalinlenmiş yazı, elma dalında ser güneşe,
hadi öp beni! aramayalım sözcük gölgesi
ağırdan alırız, terlemesin tarçın kokun yeter ki!
*Yazar Jorge Amado’nun romanının adı