S O Y L U E D E B İ Y A T
puşkin
Aleksandr Sergeyeviç PUŞKIN6 Haziran 1799'ta Moskova'da doğdu. Rus edebiyatının öncü yazarlarındandır. Tsarskoye Lelo adlı Fransızca eğitim veren lisede okudu. Fransız aydınlanmacılarını, örneğin J. J. Rousseau ve Voltaire gibi yazarları erken tanıdı. Rus coşumcularından G. Derjavin'den klasisizmi öğrendi; V. Jukovski'nin masalsı şiirleriyle tanıştı. 1789 devriminden sonra sanat ve edebiyattaki yeni gelişmeleri izlemiş, sonuçlarından yararlanmıştır.
Edebiyatın ulusallaşmasında ve gerçekliğe ulaşmasında etkili olduğu gibi örgütlenme üstüne düşünceleriyle de toplumu etkiledi. Tarih ve gerçekçilik anlayışı sanatına geniş boyutlarıyla yansıdı. Fransız Aydınlanma dönemini inceledi, yarattığı yeni edebiyat diliyle çağdaşlarını ve sonraki kuşakları etkiledi: lirik şiirin ve özgürlüğün sesi olarak, Rus edebiyatının ilk önemli kişiliği olarak kabul edilir.
Walter Scott (1711-1832), tarihsel rokanda çığın açmıştı. Puşkin de "Pugaçov İsyanı'nın Tarihi"nde ayrıksı bir kişiyi, köylü ayaklanmasının kendine özgü roman tekniğiyle "Yüzbaşı'nın Kızı"nda açıklar Pugaçov (1742-1775), Rus halk ayaklanmasının önderi. Rusya'daki köylü ayaklanması 1773-1775 yılları arasında sürdü, Pugaçov idam edildi. Puşkin'in "Bahçesaray Çeşmesi" (1824), Boris Asafiyev'in müziği üstüne Nikolai Volkov'un librettosu ve Rostislav Zakharov'un koreografisiyle 1934'te Moskova'da oynandı. Bale edebiyatının en önemli yapıtlarındandır. Ulusal esinli ünlü bir öyküsü olan "Ruslan ve Ludmila" da (1820) opera edebiyatını biçimlendirdi.
Puşkin 30 yaşında, on altı yaşındaki Natalya Gonçarova'ya tutuldu, on yedisinde evlendi. Otuz sekiz yaşında, 10 Şubat 1837'de bir düelloda Fransız bir göçmen tarafından St. Leningrad'da öldürüldü.
Yapıtları :
Kafkas Tutsağı (1822)
Bahçesaray Çeşmesi (1824)
Çingeneler (1827)
Kolomna'daki Küçük Ev (1830)
Yevgeni Onegin (1833)
Bronz Süvari (1837)
Şiirlerinden Örnekler
BULUT
Dinmiş tufanın son bulutu!
Bir sen gezinirsin açık mavi gökte.
Senindir, kimsesiz, neşesiz gölge.
Sevinç dolu günü, bir tek sen üzersin.
Az önce çepeçevrede sarmıştın gökyüzünü,
Şimşek de seni sarıverdi dehşetle.
Sen ise saçtın gizemli gürlemeni,
Ve açgözlü toprağa yağmur içirdin.
Yeter, defol! İşin bitti artık.
Toprak tazelendi, tufan da kaçtı buralardan.
Ve işte rüzgar da yaprakçıkları okşarken,
Kovuyor seni şu huzurlu göklerden.
***
Tüm arzularımı yaşadım ben
Hayallerime de soğudum artık
Sadece acılarım kaldı içimde
Meyveleri kalbimdeki boşluğun.
Hayın kaderin fırtınaları altında
Soldu güller açan taç yaprağım da
Yaşıyorum hüzünlü ve yalnız
Ve gelir mi sonum diye bekliyorum.
İşte böyle, sonbahar soğuklarına yenik
Fırtınanın kış ıslığı duyuluyor gibi
Çıplak dalda tek başına
Titremekte geç kalmış bir yaprak!
Çeviri: Burhan Deniz
SEVİYORDUM SİZİ
Seviyordum sizi ve bu aşk belki
İçimde sönmedi bütünüyle.
Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi
İstemem üzülmenizi hiçbir şeyle.
Sessizce, umutsuzca seviyordum sizi.
Bazen çekingenlik, bazen kıskançlıkla üzgün.
Bu öyle içten, öyle candan bir sevgiydi ki
Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin!