S O Y L U E D E B İ Y A T
değilsin
değilsin
ezilen, yok sayılan kürt halkına…
anladım… yoksun sen, değilsin
askıya alınmış zamanın sonu
vahşetin
ateşini okşadıkça zaman; bilirsin,
ölmek:bir sestir duvar yazıtlarında, bir im,
kendini var eden yüzünün anlamında
parçalanmış hayatın izleri…şekilsiz değil kimliğin
tanıdık bir yarasın içine kanayan… tedirgin
rahmindeki acıdan emziriyorsun kendini ;
kabuk tutmayan çığlığa vururken lehçelerin;
aksanın isyan ,sözün bilinmeyen bir dil;
bu gidiş gidiş değil, bu gidiş gidiş değil…
anladım… yoksun sen, değilsin
askıya alınmış zamanın sonu
tarihin asma katlı odalarında inkâr ile sürgün
hiçliğin uçurumunda kırılırken ezgisi renklerinin
yakılı ateşlerde sözün çığlığıdır bedenin dört duvar arası
şiddetin etiket tasnifisin kardeş ölümlerde çoğalan
göçün; acının dilbaz serencamına sürüldüğün yerden
tetiği çekilmiş bir ömrün kıyımlarında büyürken düşlerin …
acı up uzun bir çizgidir alnında derinleşen;
dilinin üstünde mengenesi kardeş dediğin tarihin…
anladım… yoksun sen, değilsin
askıya alınmış zamanın sonu
hüzün,nice ağlamaklardan siner yüzünün aylasına
aşk, yüzyıllardır ruhunda talan; teninde ezberi bozulan
tutkunun gizil nehirleri değil bilirsin, töre sunağıdır;
barbar istilasının izleriyle doğu boynundan akan...
b/eşiğinde kurşun izleri,teninde barut kokusu sabi'nin
nasıl anlatır ki seni acıdan damıtılmamış söz; riyadır ellerim
gökler de susuyor cinayetine kucağında günah temrinleri
çoğaltırken kendini mezarlık eskizleri;
gebe kalıyor inkârın
diline hayat...
her doğum kendi rahmini kanatır bilirsin; aynada suretin
her ölüm kendine benzer, her ocak kendi suyuna yanar ,
yıkanır yok dilinde billuri acılar
üzerinden akan ihanetin günahını taşıyor susan dilimiz
affet desem, dilim seni yaralar bilirim, bilirim affedersin
sözünün yankısı boşlukta kaybolurken sesinin
al şimdi yüklen cehennemi azabını ruhunun dilsiz yüzüne;
katledilirken annenden miras kalan asuri kimliğine..
anladım… yoksun sen, değilsin
askıya alınmış zamanın sonu
kasım 2010 kırşehir