S O Y L U E D E B İ Y A T

Celâl Soycan


Modern Şiirde Sözcük Kullanımı
 
 
 
 

Modernitenin çeşitli tanımlarında, sanata ilişkin  bir saptama hep öne çıkar: Modern Sanat,kendini sorgulayarak ilerlemiştir.. Bütün bir  Moderniteyi bu bağlamda okumak mümkün. Her sanat disiplini, nesneyi kendi malzemesinin  imkanlarıyla ifade ederken, malzemeyle de sürekli yüzleşir, onu her seferinde aşmayı öngörür. Bu çaba,kimi modern sanat disiplinlerinde, örneğin kavramsal sanatta öylesine öne çıkar ki, sanatın kendi üzerine düşünme süreci başlı başına sanatsal üretim olur, olmuştur. Soyutlama iradesi,atonalite,somut şiir hep malzemeyi sanat nesnesi kılmamış mıdır?
Modern şiirin tarihi,bu bağlamda, dille/ dilde anlam arayışlarının tarihidir. Diğer sanat disiplinlerinde olmayan bir engel,şairin anlam arayışını kendiliğinden dilsel bir sancıya dönüştürür. Kısaca anımsayalım: Diğer sanat disiplinlerinde malzeme,kendiliğinden bir gerçekliği mülk edinmezken,yani uzlaşılmış bir anlamı işaret etmezken, şairin malzemesi olan dil,başlangıçtan itibaren uzlaşılmış bir kod sistemidir. Sözcükler, anlamlandırma eşiği olarak verilidir ve bir gerçekliği kendiliğinden işaret ederler. Şair önce bu uzlaşılmış düzeyle hesaplaşmak zorundadır.Hem sözcüğün kendisi, hem de dilsel kullanımı modernist şairin kurma/ yıkma iradesinde belirleyici bir  “malzeme sorunu” olmuştur.
Dili aşma / dönüştürme eylemi,anlamlı en küçük dilsel birim olan cümlenin yapısına yönelince,ham eleman olan sözcükle ve sözcüğün sözdizimsel niteliğiyle,iç ve dış yapısıyla hesaplaşarak,dilin imkanlarını oradan genişletebilmiştir.
Söylem,dilin kullanım amacıyla yapılanmasıdır; sözcük seçimi ve düzeni aracılığıyla,dizisel bağlantılar üzerinde sessel ve anlamsal örgütlenmedir. Yazınsal söylemde yatay olan bu örgütlenme, şiirsel söylemde derin yapıya yönlendirmek üzere dikeydir.Ama her şiir öncelikle bir yazınsal metindir ve sözcükler bu metnin yapısı içinde “ sessel ve anlamsal “ örgütlenmenin ilk ve ham öğesidir. Modern şiir öncesinde de sözcüğün çok anlamlılık ve eş anlamlılık özelliğiyle kendiliğinden bir şiirsel değeri vardı. Modern şiir, bu ses ve anlam örgütlenmesi  için sözcüğün genişleyen olanağına işaret eder.Dilsel kullanımı içinde bir im olan sözcüğün yükleneceği anlam, bir düşünsel düzey olarak şiirin izleğine çökelmiştir.
Yazınsal söylem ise,imge/ tasarım/ duygu/ kavram gibi deneyimlerin çeviri yazısal göstereni halinde sözcüğü kullanır. Sözcüğün düzyazısal mantığı, onu bir dilsel öğe olarak alır ve tüketir.İster göstergebilim açısından bir im, ister anlambilim açısından bir ses-anlam birliği olsun, düzyazı mantığında sözcük, dış dünyada karşılığını bulur; kullanılır, tüketilir.
Şiirsel söylemde ise sözcük, gerçekliği şiir içinde imlemekle hem yeniden üretilir, hem de nesneyle ilişkisinde alışılmadık açılımlar kazanır.Sözcük, düzyazı mantığıyla bir im olarak kullanılırken, nesneyi/ anlamı indirger. Çağrışımsallığı ne ölçüde genişlerse genişlesin, şiirsel söylemin imgeselliğine kıyasla her zaman daha dardır, indirgenmiştir ve dilsel bildirişimin yatay ekseninde tüketilir.
Roman Jacobson  şunları söylüyor: “Şiirsellikte sözcük, adlandırılan nesnenin basit bir vekili ya da bir  coşku patlaması olarak değil, fakat sözcük olarak duyumsanır. Şiirsellikte, sözcükler ve sözdizimi , anlamlandırma, iç ve dış yapılanma gerçekliğin kayıtsız (ilgisiz) göstergeleri değildirler, ama kendi ağırlıklarına ve kendi değerlerine sahiptirler.(izleksel düşünce bağlamında) “(7)
Bütün bunlardan sonra modern şiirin kuruluşunda, sözdizim ve şiirsel anlam düzeyinde sözcüğün çok önemli bir olanak olduğunu yeniden anımsayalım. İmge kurgusunda sözcük ilintilerinin “ilk kez” ve “biricik” olma hali dahil, sözdizimindeki kırılmalar, sözcüğün nesneyle ilişkisini genişleterek, gerçekle mesafesini olabildiğince daraltan dilsel yönelimler, şairin malzeme bütünü içinde sözcükle olan meselesini hem zora sokmuştur, hem de sözcüğü bir şiirsel olanak haline getirmiştir. Klasik şiirin vezin, uyak ve mazmunlarla sürdürdüğü düzyazı mantığı, sözcüğün kırılan sözdizimi içinde kazandığı olanaklarla aşılmış ve sözcük,şiir cümlesinin yapılanışında ve şiirsel söylemin örgütlenişinde “ ilk öğe” olarak dilsel işlevini genişletmiştir. Şiirsel bildirişimin yapı taşı olan cümle, sözcüklerin teker teker yeniden üretilebilme kapasitesi nedeniyle çoğul okunabilmiş ve  şiirde işaretli bir anlamı örgütleyebilmiştir.
Çağdaş dilbilim, şiirde semantik yapının dikine işleyişinde sözcüğün ve sözcük ilintilerinin önemine dikkat çekerek, anlambilimle poetikanın ilişkisine yeni boyutlar kazandırmıştır. Sözcüğün nesnesiyle ilişkisindeki çok yönlülüğün şiirsel söylemde imgeyi besleyerek kendi tınısı ve biçimsel profiliyle kendisine yeterli duruma gelişi, çağdaş şiirde önemli bir dilsel düzey olmuştur. Şiirsel imgenin sözcükler arası ilişki üzerinden kuruluşu, her şiirde sözcüğe bakir bir kullanım olanağı sağlar. Bu nedenle, düzyazısal söylemdeki itkiden ayrılan sözcük, şiirsel söylemdeki monolojik ortamda, kendisine yeterli bir öğe haline gelir.Düzyazısal itkiyle sürüklenen klasik şiirdeki sözcük,sıradan bir imdir; şairle arasında toplumsal bir uzlaşmanın gölgesi vardır. Oysa modern şiirde sözcük, şiirsel anlamın iletilmesinde şaire dolaysız ve mesafesizdir; şair sözcüğü toplumsal hareketlilikte kazandığı bütün görünümlerden soyar; başkalarının amaçlılığıyla oluşan bağlarını kopararak kendi mülkiyetine alır. Kendi amacının saflığında, her sözcüğü yeniden tanımlar.
Gündelik dilde ve yazın dışı söylemde ideolojik bir kabuk bağlayan sözcüğü önce kendi hegemonyası altına alır, daha sonra da sözdizimi hattında onun hegemonyasını kabullenir.Böylece şair kendi diline ulaşır.
Roland Barthes konuya ilişkin şunları söylüyor: “ Klasik dilin ( düzyazı ve şiir ) düzeni bağıntısaldır, yani burada sözcükler bağıntılar yararına olabildiğince soyuttur. Hiçbir sözcük kendi başına yoğun değildir, fazla fazla bir nesnenin göstergesidir. Taslağıyla aynı tözden bir iç gerçekliğe dalmak şöyle dursun, daha söylenir söylenmez yüzeysel bir yönelişler zinciri oluşturacak biçimde, başka sözcüklere doğru yayılır.(...) Klasikte, şiirsel sözcük dağarcığının kendisi de bir buluş sözlüğü değil, alışılmış kullanım sözlüğüdür: İmgeler ayrı ayrı değil bütün olarak, yaratımla değil alışkıya özeldir.(...) Çağdaş şiir dilin kendiliğinden işlevsel yapısını yıkar,ancak sözlüksel temellerini bırakır geride. Bağıntıların yalnızca devinimini, ezgisini alıkoyar, gerçeğini değil. Sözcük, bu içi boşaltılmış bağıntılar çizgisi üzerinde patlar, dilbilgisi amaçlılığını yitirerek bürün (prosodi: bir müzik parçasında müzikal vurgularla hece vurgularının uyumu. cs )”  (11)
Bu saptama aslında modern şiirde sözcüğün yönelimini de açıklar.Klasik şiirde sözcük,toplumsallaşmış bir kaderi sürüklerken,modern şiirde her kullanım sözcüğe yeni bir hayat sunar : Alışıldık dizimden kurtularak yaratıcı bir kurgunun sürprizlerine dalan sözcük,diğer sözcüklerle sürekli tazelenen bir çarpışma içindedir. Hangi sözcüğün hangi nesneye ya da anlama yöneldiğini kavramak için biricik olanak yine şiirin içindedir ve dikey bir okumayla ele geçer.Yine Barthes’ e kulak verelim: “ Değişmez bağıntılar yok olunca, sözcüğün dikey bir tasarısı kalır yalnızca; bir kitle, bir anlamlar, tepkeler ve sürüntüler ( uyarma bitse de süregiden duyumsama. cs.) toplamına dalan bir orta direk gibidir. Ayakta bir göstergedir. (...) Şiirsel sözcük burada dolaysız geçmişi olmayan, çevresi olmayan bir edimdir; kendisine bağlı türlü kaynaklardan gelen tepkelerin koyu gölgesinden başka hiçbir şey sunmaz. Böylece çağdaş şiirin her sözcüğünün altında bir tür varoluşsal yerbilim yatar. Artık düzyazıda ve klasik şiirde olduğu gibi Ad’ ın seçimine bağlı içeriği değil, toplam içerik toplanır burada.” (12)
T. Nejat Gencan, Dilbilgisi, TDK yay. 1971
(2) O. Hançerlioğlu, Felsefe Ans. 6. cilt,Remzi K.
(4) D.Aksan,Anlambilimi ve Türk Anlambilimi, AÜDTCF yay.1971,sh.21
(6) Roman Jacobson,Sekiz Yazı, Düzlem yay.1990
(8) Ö. İnce,Mevsimsiz Yazılar,Doğan K. 2002,sh.33-34
(10)R.Barthes,Yazının Sıfır Derecesi,Metis,2003, sh.42-44
(12)

 

 
 
 
 
 

 

 

 

 

 
   

 
bugün 78 ziyaretçi (98 klik) burdaydı!
geri git ileri git hakkımda


online
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol