S O Y L U E D E B İ Y A T

duvardaki yüz


duvardaki yüz


suyun gölgesine yaslanan
boynu bükük nilüferdiniz
yosunlu soluğunuzda yağmur sesi
incinen nefesinizle kederi alnından öptünüz

hayat
bazılarına kürk
bazılarına hüzün yamalı yelek giydirirken
kursağınızda kaldı çocuksu sevinciniz
kirlenmemiş
el değmemiş hayalleri kentin karanlığına terk ettiniz
susuşunuzdaki çığlığı rüzgar örterken

eşiğinize düşen ç i l e yi parmağınıza doladı kader
g a r i p olan siz miydiniz!
ekmek buğusunu ana kokusu gibi içinize çektiniz
yitik yarınların ardına düşerken

katline ferman verildi şafak kan ağlarken
bir tükenişin öyküsünü yazdı takvimler
ümit ilmek ilmek söküldü
ne avazı duyuldu kentin
ne de mevsimlerin…

dirseği hüzün yamalı sabilerse
hep ebeydiler duvarlara dönük yüzleriyle
sobeleyemediler mavileri...


önce sevinçlerini yitirdiler sancılar içinde
bilyeleriyle birlikte
umuda uçan uçurtmaların ipini cüceler kesti
hayatın sillesiyle dört bir yana savruldu her biri...

şimdi uzak diyarlardan gelen kar sesi üşütür(mü) içimizi
çaresizlik ayazı alev ağacına dönüşürken
sormaz mı bedelini
ebedi mührün maliki!

 
bugün 205 ziyaretçi (314 klik) burdaydı!
geri git ileri git hakkımda


online
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol