S O Y L U E D E B İ Y A T
alternatif tiyatro
Alternatif tiyatro; estetik ve politik anlayışı, çalışma yöntemleri ve teknikleri hiç değişmeyen, alışkanlıklarını sürdüren, sanat kaygısından çok kar amacı güden, toplumsal kaygıdan çok elit kesime hizmet eden, vasat oyunculukların sergilendiği tiyatro anlayışına karşıdır. Bunun için; yeni tiyatral kavramı iletecek çalışma yöntemleri, yeni teknikler ve yeni estetik kaygılarla üretme çabası içerisindedir.Günümüzde tiyatro, egemen kültüre karşı yeni bir tiyatro anlayışına ihtiyaç duymaktadır. Alternatif tiyatro dediğimiz deneme tiyatrosu, varolan tiyatro alışkanlıklarına, anlayışlarına, tarzına ve estetiğine başkaldırıdır. Öteki olma kaygısı güden alternatif tiyatro günümüzde yaşanan toplumsal sorunlara sessiz kalamaz, politik tavrıyla tekdüze tiyatronun karşısındadır. Bunun için de yeni tiyatral tavrını iletecek yeni çalışma yöntemlerini, tekniklerini, tarzını ve estetiğini, üretme ve aktarma çabasındadır. Alternatif tiyatronun kendini ifade etmesinde en etkin araç sahnelemede oyuncunun ön planda olduğu, Brecht’in dediği gibi “Tiyatroya girişte paltosuyla birlikte beynini de bırakan seyirci istemiyorum” sözünün mantığıyla, seyircinin oyunun bir parçası olduğunun hissettirildiği bir görselliktir. Bu görsellik de alternatif tiyatroyu alışılageldik, söze boğulmuş, aldatmacı tiyatrodan kendini ayırır.
Alternatif tiyatroda seyirci nerede, kim olduğunun ve kendisine sunulan oyunun farkındadır. Seyirci bu tiyatroda sadece oyunu izlemekle yetinmeyip, aynı zamanda düşünür, duyumsar ve oyunun öznesi olarak hisseder kendini. Oyuncular da sahnede bir aktör yada aktris gibi davranmak yerine kendine verilen karakteri, duyguları ve estetiği oluşturmakla yükümlüdür. Bu oyunculuk tarzını hayata geçirmek için, oyuncuların yeni tiyatro estetiğini kavramış olmaları, hayata ve tiyatroya politik bir tavırla bakmaları, toplumun sorunlarını seyirciye hissettirmeleri ve seyircinin düşünmesini sağlamaları gerekmektedir.
Günümüzde yapılan tiyatroların bir çoğu “aperatif” tiyatrodur. Toplumu yaşadığı sorunlardan uzaklaştırıp, düşünmeyi ve eyleme geçmeyi engelleyerek, sorunlarına sahip çıkmayan tek tip insan modeli yaratma politikasındadır. Bu politika maalesef sadece tiyatroda değil hayatın bütün alanlarında, kitle iletişim araçları kullanılarak yapılmaktadır. Öyleyse alternatif tiyatro yapmak için toplumsal sorunların bilincine vararak, sahneye neyi-nasıl koyacağının farkında olan, sahnelenecek oyun metninin sahneleninceye kadar bütün evrelerini irdeleyen, keşfedilmemişi bulmaya çalışan oyun anlayışını, içerik ve biçim tekniğiyle sahneye koymak zorundadır. Bunun için de oyuncu deneysel çalışmalara açık olmalıdır.
Alternatif tiyatro bir risk işidir. O yüzden bu riski alabilecek tiyatro her türlü özveriye sahip olmalıdır. Bu riski göze alamayan tiyatro eskimeye ve vasatlaşmaya mahkumdur. Alternatif tiyatronun öncülerinden olan Grotowski, araştırma ve deneylerle bir çok yeni tarz elde etmiştir. Yaptığı “Yoksul Tiyatrosu”yla günümüzdeki oyunculuk anlayışını etkilemiş, dikkati gövde tepkileri üzerine çekerek etki ve tepki ilişkisini yok eden tüm engelleri ortadan kaldırarak “via negativa” adını verdiği salt oyunculuğa ulaşma tekniğini bulmuştur. Psiko fiziksel alıştırmalarla oyuncunun fiziksel ve ruhsal işlevleri arasındaki uyumsuzluğu yok etmeyi amaçlamıştır. Halen çalışmalarını sürdüren Agusto Boal ise seyirciyi oyuncuya dönüştürme amacıyla geliştirdiği bir çok atölye tekniğini kullanarak, seyirciyi yaşadığı toplumu değiştirmesi ve devrimci bir eyleme katılması için geliştirdiği “Ezilenlerin Tiyatrosu”yla önemli bir alternatif tiyatro örneği sunmaktadır.
Sonuç olarak yeni bir tiyatro kurmak, “aperatif” olan tiyatro anlayışına alternatif olmaktır. Öteki diye adlandırılan bir tiyatro anlayışını benimsemek, beridekinin yanlışlarını görerek onun düştüğü vasatlığa düşmemek demektir. Yeni kurulan bir tiyatro eğer bu bahsettiğimiz yanlışlara düşerse yeni kurulmuş olmasına rağmen eskidir. Eskiyi yinelemek, eskinin yaptığı yanlışları yapmak yeni kurulan tiyatroyu öteki yapmaz. Bunun için, tiyatro yapmak isteyen herkesin üzerimize düşen görev; koltuklarını doldurma kaygısıyla içi boşaltılmış oyun ve oyuncularla tiyatro yapanların karşısında her türlü zorluğu göze alarak deneysel ve alternatif bir tiyatro anlayışını geliştirmek olmalıdır.
"Tiyatro, Sürekli Devrim Demektir"
Peter Brook