S O Y L U E D E B İ Y A T
imgeci toplumcu şiir manifestosu
İmgeci Toplumcu Şiir Manifestosu ve (Y)ÖNSÖZ(Serkan Engin)
İmgeci Toplumcu Şiir Manifestosu
1- Ne kendi üstüne kapanan, bulanık imgelerin tuzakları ne didaktizme kurban olmuş kuru dizeler yumağı...
2- Toplumcu şiir bir dönüm noktasındadır: Meydan ya kapitalizmin sömürü şartlarını kolaylaştıran, toplumun gerçek sanatla olan ilintisinin kopmasına neden olan ve böylece bireyleri örgütlü toplumsallıktan uzak birer tüketim makineleri haline getiren bireyci şiire kalacaktır, ya katı yapısalcı, Şiir’i aritmetik oyunlarına indirgeyen şiir anlayışı,gündemi belirleyecektir, ya da toplumcu şiir, sadece içeriğine yaslanarak diri kalamayacağını görecektir.
3- " Şiir sözcüklerle değil imgelerle yazılır." Bu bağlamda, imgeci toplumcu şiir, toplumcu şiirimizin bugün içinde bulunduğu kuru, nutuk edasından arınmasını savunur; imge, kendine kapanan anahtarsız bir kapı olmamak şartıyla... Bu durum, toplumcu şiiri, bireyci şiirin çıkmazlarına sokar çünkü.
4- Toplumsal bir varlık olan insan varoldukça toplumcu gerçekçi şiir de varolacaktır. Küreselleşme maskesi altında katlanarak artan sömürünün, savaşların, açlığın, işsizliğin ve diğer tüm belaların dünya üzerinden silinmesi halinde bile, doğası gereği muhalif olan (olması gereken) Şiir, devrim süreci tamamlanıp tüm dünya kapitalizmin boyunduruğundan kurtulup sosyalist sisteme geçse ve komünist bir dünya kurulsa bile içerden muhalefet yapmaya devam ederek toplumların (ve böylece tek tek bireylerin) daha özgür, eşitlikçi, hakça(adil) ve erinçli bir dünyada yaşamaları için mücadele edecektir.
5- "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine" diyen imgeci toplumcu şiir, bireysel ve toplumsal izlekleri bütüncül bir yapı içerisinde ele alır. Hayatta her ne var ise imgeci toplumcu şiirde de izlek olarak varolacaktır. Hiçbir izlek (erotizm dahil) burjuva şiirinin egemenliğine teslim edilemez.
6- İmgeci toplumcu şiir, her türlü biçimsel denemeye açıktır.Yeter ki biçim içeriği boğmasın.Biçimsel arayışlar, şiirdeki anlamı daha etkin ve geniş olanaklarla iletme yolunda işlevsel olmalıdır.Biçimsel yenilikler adına anlam, bulanıklığın kuyularına itilmemelidir.
7- İmgeci toplumcu şiir, Şiir’in bugün içinde bulunduğu açmazlara ve yarın düşebileceği tuzaklara karşı en iyi çıkış yoludur.
SERKAN ENGİN
ŞİİR ÜLKESİ EYLÜL 2004
ŞİİRİMİZDE MANİFESTOLAR, SF 64, NECMİ SELAMET
İLYA YAYINLARI, İZMİR, EYLÜL 2007
(Y)ÖNSÖZ
1- "İnsani olan hiçbir şey bana yabancı değildir " diyen İmgeci Toplumcu Şiir, dizgenin (sistemin) görmezden gelmemizi istediği, sokak çocuklarının unutulmuşluğunu, eşcinsellerin horlanmışlığını, uyuşturucu bataklığında debelenenlerin trajedisini, ucuz emek sömürüsünün kurbanı olan çırakların dramını ve ezilen diğer tüm toplumsal kesimleri G Ö R Ü R ... Dizge, her bireyin kendi kurtuluş yolunu aramasını, bu yolda her yolu mubah saymasını ve bunu yaparken, kendisininki dışında var olan tüm sorunlara duyarsız kalmasını dikte eder. " Gülmek, bir halk gülebiliyorsa gülmektir " diyen İmgeci Toplumcu Şiir, kurtuluşun ancak toplumsal düzlemde, topyekün olabileceğini savunur.
2- İmgeci Toplumcu Şiir, Türk Şiiri’nin çenesinde çürük dişler gibi duran "şiirden kesilmiş şairler"in , şiirden ya da hayattan istifa edecek kadar cesur ve onurlu davranmalarını önerir. Bu şairlerin emeğinin önünde, kalbi ceketini ilikleyen İmgeci Toplumcu Şiir, onların, sırf zamanında verdikleri nitelikli ürünlerin rantını yiyerek, bugün dergilerde kötü ürünler yayınlatmalarını kınar. Dergi yönetimleri, emeğe saygı,ustalara öncelik gibi, kemikleşmiş, gelenek haline gelmiş yaklaşımlarla onların (şiirden kesilmiş şairlerin) gönderdiği en berbat manzumeleri bile yayınlamazlık edemezler. Şiirden kesilmiş şairler, aynı ürünlerin altına, başka, bilinmeyen bir isim koydukları takdirde, hiçbirinin yayınlanmayacağını bilemeyecek kadar gaflet, delalet ( ve hatta belki de hıyanet) içindedirler. Bu durumda ucuz manzumeler, şiire yani başlayan yeni yetmeler için kötü örnekler olarak dergilerde boy göstermektedir.
3- İmgeci Toplumcu Şiir, yeni yetmelerin tüm ustalardan (toplumcu olsun olmasın) azami şekilde beslenmesi ve/ama en kısa zamanda, imgeleminde ustalarını öldürmesi gerektiğini savlar. Çünkü çırak, ustalarını öldürdüğü gün şair olmaya başlar. İmgeci Toplumcu Şiir, yeni yetmelerin, çalakalem şiir yazılamayacağını içselleştirmeleri için, bir zamanlar Abdülkadir Budak’ın Şiir Odası’nda yaptığı gibi, tüm dergilerin yeni yetmelerden şiirleriyle beraber poetik bir yazı göndermelerini istemesi gerektiğini savlar ve bu tutumun temel ilke olarak her dergi tarafından benimsenmesini önerir.
4- İmgeci Toplumcu Şiir, Türk Şiiri’nin şahdamarında kirli bir pıhtı gibi duran H i l m i Y a v u z ve müridlerinin Türkçe’yi zehirlediklerini savlar. Dünya görüşlerine koşut olarak, ölü bir dil olan Osmanlıca’yı hortlatmaya çalışmaları, kurmayı düşledikleri arkaik dizgeye uygun bireyler yetiştirme ereğinden kaynaklanmaktadır. ( On dokuz yaşındaki bir gencin kıblenûma başlıklı şiirler yazması kabul edilir şey değildir) İmgeci Toplumcu Şiir, her türlü gericilikle savaş halindedir.
5- İmgeci Toplumcu Şiir, "şiirin karikatürünü çizen" T a r ı k G ü n e r s e l ve tayfasının, Türk Şiiri’nin kenar süsü olmaktan öteye gidemeyeceklerini savlar.
6- İmgeci Toplumcu Şiir istilacıdır. Erk alanını sürekli genişleterek, nicel ve nitel bağlamda, şiir coğrafyamızda baskın olmayı hedefler.
SERKAN ENGİN
BERFİN BAHAR KASIM 2005
Neden İmgeci Toplumcu (Sosyalist) Şiir :
Diyalektik gereği Şiir'in değişim-dönüşüm sürecinde artık 'imge-yoğun' olmayan bir metin şiir değil manzume olur. Yani 'şiir imgelerle yazılır'. Benim 'İmgeci Toplumcu Şiir' savını ortaya atmam da imge-yoğun şiir anlayışının gerek-şart olduğunu hala ıskalayan ve 70lerdeki slogancı ve sekter şiir anlayışının aşamamış 'kaba toplumcular' diye tanımladığım şairlerden ayrı durmak amacıyladır.
Biz ise “biçimde imgeci içerikte sosyalist” olan İmgeci Toplumcu Şiir Anlayışını savunmaktayız ve poetik bir kavgamız var tüm postmodernistlerle, gerici şairlerle ve kaba toplumcularla. Evet kavgamız var edebiyatın tüm güç odaklarıyla, tüm şiir şeyhleriyle ve onların müritleriyle. Kavgamız var Cihangir’den ötede bir Türkiye’den bihaber, kendi içsel bunalımlarını, sözcük ve harf oyunlarıyla şiir diye şaklabanca kusan küçük burjuva şairleriyle. Kavgamız var tüm kirli şiir klikleri ve klanlarıyla. Kavgamız var İstanbul Şiir Dükâlığı’yla. Kavgamız var şiiri küçük konformist beklentilerin aracı olarak rakının yanına meze yapanlarla…Kavgamız var, çünkü KAVGASI OLMAYANIN ŞİİRİ DE YOKTUR!
Serkan Engin