S O Y L U E D E B İ Y A T
Phryg Sanatı
Phryg Sanatı
Phrygler Anadolu’ya dediğimiz gibi Toria Vııa’nın tahribinden sonra m.ö.11 yüzyılın ortalarında gelişmiş oldukları halde, onları M.Ö. 750’den önce kanıtlayacak hiçbir buluntuya rastlanmamıştır. Phryg kanıtları Anadolu’nun yüzlerce ören yerinde bollukla ele geçtiği tepe , Alacahöyük, Gordion gibi en önemli merkezlerdeki Phryg eserlerin hepsi M.Ö 750 tarihlerinden sonraya aittir. Adı geçen en önemli ören yerlerin de Phryg ürünleri ile birlikte buluna yakın şark eserlerinin de hiçbiri M.Ö. 750 tarihinden eski değildir. Öyle anlaşılıyor ki ilk Phryg topluluklarının nüfusu azdı ve onlar beklide çok göçebe bir yaşam sürdürebiliyorlardı. Onun için kalıntıları da o oranda az olduğu gibi , tanımlarımıda şimdiye kadar olanaksızdır.
Helenler bakımından Midas dönemi mitolojik konusudur. Bununla birlikte Eusebios’un kroniğinde Midas İki defa anılmakta, krallın başlangıcı M.Ö. 738 ve boğa kanı içerek öldü yıl da M.Ö. 695 tarihinde Verilmektedir. Eusebios’tan elde ettiğimiz bu iki tarih , Asur yazılı kaynakları ile aşağıdan yukarıya uyum içindedir. Çünkü Midas’ın adı Asur kralı SArgo’nun Yıllıklarında ilk kez 717, sonra 712’de ve son kez 709 tarihlerinde anlımkatadır. Phryg krallığının kronolojisi bakımından Asur yazılı kaynakları başka bilgi vermemektedir. Ancak Arrian’dan öğrendiğimize gör Midas’tan önce babası Gordios krallık etmiştir. Nitekim Gordion sözcüğünün Gordios’tan gelişi bu gerçeği açıklamaktadır. Midas’ın Sargo yıllıkların dan en geç 717’de kral olduğunu bildiğimize göre Gordios’a 30 yıllık egemenlik süresi ayırırsak Phrygia krallığı’nın 750 sıralarında Gordios tarafından kurulmuş olduğunu söyleyebiliriz. Bu tarih seramik ürünlerin incelenmesinden elde edilen kronolojiyi de desteklemektedir.
ERKEN STİL
Phryg sanatının ilk evresini siluet figürlü vazolar tanımlar. Ortalama boyları boyları 40, enleri 50 cm olan bu kapıların özellikleri şunlardır :
1)
yarıdan az olan alt bölümleri boyasız tasvirsizdir.
2)
Tasvirli – tasvirsiz bölümleri bir silme , yani kabarık bir kuşak bazen de boyalı bir şerite ayırır.
3)
Kabın tasvirli üst bölümü birbirlerinden 4 kulpla ayrılmış 4 metottan oluşur.
4)
Metotlar dikine üç bölüme ayrılır : En Üstte ışınlar sırası , sonra iç çeşitli bezemelerle ya da sadece dalgalı bir çizgi ile bezeli dar bir şerit , en altta da baş sahne yer alır. Bu üç katlı metop iki yandan trigkiph biçimli 2-3 ince şeritle sınırlandırılmıştır.
5)
Baş Sahne Siluet halinde çizilmiş geyik türü figürlerden, konsantrik daireciklerden i bazen de stilize edilmiş ağaç resimlerinden oluşur. Bu tür kaplar Alişar’dan ve Boğazköy’den başka Konya’da ve Maşat bulunmuş olup onlara Gordion rastlanmamıştır.
Siluetli stile ait kaplarda görülen başlıca öğeler Helen Geometrik vazoların özlerlikleridir yani alt bölümün tasvirsiz bölümden kuşakla ayrılması , metot kompozisyonu siluet figürler, ortaları noktalı dairecikler , ışın sırası Helen Geometrik sanatında görülen motiflerdir. Bu öğeler 8. yy.da Helen dünyası dışında başka yerde mevcut değildir. Sisam’da bulunmuş bir doğu Helen kraterindeki siluet figürler ve konsantrik dairecikler Phyrg kabında gördüklerimizin yakın benzeridir. New York meropoliten Museum’daki Attika kraterinin prothesis sahnesinde görülen siluet figürlerle, ortaları noktalı daireciklerde Phryg kaplarını anımsatırlar.
Metropoliten Museum’daki krater M.Ö. 750 Sisam’daki krater ise M.ö 740 sıralarında tarihlenmektedir. Bunlara göre Phryg kaplarının 740-730 yıllarında yapılmış olduklarını söyleyebiliriz.
Geçiş Stili
Alişar’da gün ışığına çıkan güzel bir karakter Geçiş Stili karakteri taşır. Erken stik karektererinin biçimlerini sürdürür; buna karşılık biraz sonra tanıyacağımız Olgun Stil’in
Geometrik bezemeleri ile süslüdür. Siluet fügüler devam ederse de onlar burada çok zarif bir Geometrik Sanatının Baş Motifidir.
Olgun Stil
Erken geçiş Stillerinde Olduğu gibi Olgun Stil’in de en güzel örneklerini Alişar’da buluruz. Ancak Oflun Stil Gordion’da daha yeni boyutlara ulaşır. Gordion’da Erken Stilin bulunmaması buna karşılık Olgun Stilin ilk kez Alişar’da ortaya çıkması ancak Gordion’da yeni nitelikler kazanması , phryg beyliği merkezinin Alişar’dan Gordion’a kadar geçmiş olabileceği düşüncesini akla getirmektedir. Bir hipotez olarak Gorios’un önce Alişar’da bir beyliğe sahp olduğu sonradan Asur tehditlerinden uzak kalmak için Gordion’u kurduğu kanısındayız. Demirçağ bölümünde ilk Phyrg topluluklarının Güneydoğu Anadolu’da yerleştiklerini görmüştük. Bu nedenle ilk phryg eserlerinin Alişar ve Boğazköy gibi merkezlerde meydana doğru çekilmek zoruna kalmışlarıdr. Nitekim M.Ö.6. yy.da Phryg merkezi Eskişehir – Afyon yöresine geçmiştir.
Olgun Sitilde Helen etkisi daha belirgindir. Hatta vazı kap biçimleri bile Attika Geometrik örneklerinin benzeridir. Bununla beraber Olgun stilin en parlak evresinde seramik sanatı , ilginç ve özgün kap şekilleri geliştirir. Bazı kaplarda figüratif konularda geç Hitit etkileri göze çarpar. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde yer alan bir Gordion kalbindeki aslan tasvirli ikonografi bakımından geleneksel geç Hitit tipindedir. Ancak noktalardan oluşan vücud bezemeleri erken attika ve kyklad iliştiklerinin çalışma yöntemi anımsatır.
Heykel Sanatı Olgun Stil’in parlak evresi süresince heykel sanatı henüz ilkel durumdadır. Gordion’da bulunmuş olup Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesinde sergilenen aslan heykelleri , geç Hitit örneklerin beceriksiz kopyalarıdır.
Buna karşılık Phryglerin bu evrede geç Hitit atölyelerinden yararlandıkları anlaşılmaktadır. Sevim Buluç güzel bir buluşla Ankara’da fidanlık mevkide ortaya çıkmış olan orthostaların , phryg Tümülüslerin önünde yer alan sunaklara ait olduklarını saptamıştır. Fidanlık kabartmalarının grifon tasviri sakçegözü heykelciliğin geleneğini sürdürür. Ancak Ankara kabartmasında Sakçegözü levhasunda olduğu üzere bir kuş-adam değil, hellen sanatındaki gibi aslan vücutlu bir hayali yaratık tasvir edilmektedir. Ankara Fidanlık kabartmalarındaki iki levhanın biri bir at , öteki bir boğa belirtmektedir. Bunlar geç Hitit sanatının pek ilgi göstermediği iki konuludur. Bu nedenle fidanlık kabartmalarının phryg ürünü olması da akla gelmektedir. Ancak aynı kabartmalar arasında ki sfenks ve gri fon tasvirleri o denli geç Hitit sitilindedirler ki onları phryg eserleri olarak tanımlamak olanaksızdır. nitekim yukarıda Gordion’da bulunmuş aslanların henüz çok ilkel bir yontu önerisi oluşturduklarına işaret etmiştik. Phrygler M.Ö 6. yy.da başarılı bir heykel ve kabartmalar ortaya koymuşlarıdır. Ancak f.Prayon’un yukarıda ele aldığımız Ankara Fidanlık kabartmalarını 6. yy.da tarihlenmek için öne sürdüğü görüşler tutarsızdır. Söz konusu kabartmalar M.Ö. 700 sıralarında 7. yüzyılın ilk dörtlüğünde yapılmıştır.
Buna Karşılık P tümülüsünde bulunan küçük ağaç heykelcikler yine geç Hitit etkileri sergilemekle birlikte , phyrgialı sanatçıların ürünleridir. Bunlardan bir tanesi ağaçtan yapılmış bir aslan heykelciliği olup güzel ve ilginç bir eser olmakla birlikte Ankara Fidanlık Kabartmaların da ki usta elinden çıkmış yaratılanların olgunluğundan yoksundur.
Mobilya Takımları
Ağaç işleri Olgun Stil’in en başarılı yaratılımdan önemli bölümü oluşturur. Midas’ın tümülüsün de ve ayrıca bir prensesin tümlüsünde bulunan masa , iskemle ve paravan gibi ağaç mobilya kanıtlarını Amerikalılar örnek biçimde restore etmişlerdir. Bunlardan elisabeth simposon’un restore ettiği masa olağan üstü işcilik gösterir. Şimdi Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen bu eşsiz eserler dünyanın en değerli mobilya ürünleri arasında önemli yer alırlar. Herodot’tan öğrendiğimize göre Lydia Kralı Gyges mahkeme işlerini görürken üzerine oturduğu tahtı Delphi’deki Apollon Tapınağı’na armağan edmiştir. Herhalde söz konusu taht Gordion’daki mobilyanın türünde bir eserdi
Mobilya süsleyen bezmeler geç Hitit kralı varpalvas’ın giysisinde görülen öğelerin yakın benzeridir. Ünlü Phyrg tekstil işleri de şüphesiz bu tür motiflerle işlenmişlerdi. Bu süsleme sanatı İon sanatçılarına örnek olmuştur.
Maden Eserler
Phrygler maden işçiliğinde yüksek bir düzeye ulaşmışlardı. Yaylı çengelli iğneler dönemin “ teknolojik” bir phyrg buluşu olup bunlar Asur ve Geç Hitit merkezlerinde aranan ve beğenilen sanat eserleri idiler. Sonradan Helen sanatına da geçtiler ve İonlu sanatçılar tarafından taklit edildiler :
Maden eserleri arasında olağanüstü , güzellikle bronz taşlar ve tabaklar ve bronz kazanlar ile kemerler İon ustaları tarafından taklit ediliyorlardı.
Kronoloji Sorunu
Eusebios’un kroniğinde kimmerlerin istilası ve midas'ın boğa kanı içerek yaşamına son vermesi olayı 695-696 tarihinde verilmektedir. Julius africanus’ta ise kimmerlerin istilası 676 yılına tarihlenmektedir. Öyle anlaşılıyor ki africanus herhangi bir kaynaktan assur yazılı belgelerinden haberlidir. Çünkü biliyoruz ki assarhaddon, krallığının 4. yılında yani M.Ö. 677’de kimmerleri püskürtmüştü. Böyle olmakla beraber hem eusebios’un hem de africanus’un anlattıkları doğru olabilir. Çünkü kimmerlerin Anadolu’ya yalnız bir değil birçok akın yapmış oldukları şüphesizdir. İlk akının M.Ö. 695 sıralarında olageldiği ve midas’ın onun sonucu olarak kendini o tarihte öldürdüğü akla yakın gelmektedir. assur kaynaklarına göre en geç 717’de kral olan midas’ın M.Ö. 677’de yani 40 yıl sonra ölmesi mümkünse de bu kadar uzun bir süre karlık yapmış olması şüphelidir. Bu nedenle birinci kimmer akınında Midas ölmüştür. Ancak Phryg Devleti hala ayaktadır.Çünkü Ankara’da bir tümülüste ele geçen İon kuşlu kasesi M.Ö. 650-640 tarihlerindendir.Bu Tümülüs 7. yüzyılın ortasında Phryg beyliklerinin hala egemenliklerini sürdürdükleri açığa vermektedir.Olgun Stil’in misadın ölümü ile son bulmadığını sözü geçen Tümülüs ile Ankara ve gordionun diğer Tümülüslerinde ele geçen güzel ve nitelikli malzeme göstermektedir. Bu nedenle Olgun Stil’in alt sınırına M.Ö. 650 sıralarına tarihlenmenin doğru olacağı düşüncesindeyiz.
Ancak Olgun Stil’in yukarıda incelenen seramik, tunç ve ağaçtan yapılmış eserlerin en güzelleri şüphe yok ki M.Ö. 725-675 süreci içinde üretilmiştir.
Subgeometrik Stil
Bir Ankara tümülüsünde bulunan İon kuşlu kasesinin gösterdiği gibi Phryg M.Ö. 7. yüzyılın ortasında Helen sanat eserleri ithal etmeye başlamışlardır. Bu arada Boğazköy ve Alacahöyükte elde edilen seramik eserlerde İon geçgeometrik ve subgeometrik vazoculuğunda ki T-motifinde taklit edildiğini görüyoruz. Daha başka kaplarda da İon subgeometrik seramiğinin etkileri göze çarpmaktadır.İon subgeometrik etkilerin Orta Anadolu’ya 5-10 yıllık bir gecikme ile gelmiş olduğu şüphesizdir.
Geç Phryg Stili
Geç phryg Stili seramikte olsun heykelcilikte olsun ,İon modellerin taşralı taklitlerinde oluşur.Kap şekilleri bir ölçüde Olgun Stili kısmen yaşatırlarsa da aslan ve sfenks tasvirleri İon sanatının acemice kopyalarıdır. Buna karşılık heykelcilikte İon etkisine rağmen başarılı eserler ortaya çıkmıştır. Özellikle kybl kabarmaları özünde İon heykelciliğinin büyük etkisinde kalmakla birlikte M.Ö. 550 sıralarında kendine öz bir Phryg Stili oluşturmaktadır. Bu dönemde Phryg beylikleri afyonkarahisar ve Eskişehir yöresinde eski Phryg sanatını yaşatan kayalardan oyulmuş kült ve mezar anıtları yapılmıştır. Olgun stil çağında mevcut olmayan bu kayı anıtları Anadolu’nun en ilginç ve en değerli eserleri arasında yer alırlar.
Afyonkarahisar yanındaki büyük aslan taşı ile anılan anıtsal kaya mezarının cephesinde görülen iki aslan geç Hitit tipini yaşatırlar. Bu nedenle söz konusu mezarın M.Ö. 8. yüzyılıyla tarihleyenler olmuştur. Oysa ayağı dikilmiş durumundaki aslanların altında mezar kapısının iki yanında yatar vaziyette başları ile bize bakan iki aslan M.Ö. 6. yüzyılın ortalarından beri tanıdığımız İon mezar aslanlarının şemasındadırlar.
Söz konusu mezar anıtının hemen on adım batısındaki kırık aslan taş mezarının yan yüzüne ait aslan başı da bütün ikonografik ayrıntıları bakımından M.Ö. 8. yüzyılının dörtlüğünde bir aslan tasviri olmak gerektir. Ne var ki aynı anıtın ön cephesindeki sahneden bu güne kadar kalan bölümün kesin olarak gösterdiği üzere kırık aslan taş mezarı M.Ö. 8. yüzyılında değil İonlu savaşçının omzundaki giysi kıvrımlarını kesin biçimde açıkladığı gibi M.Ö. 540-530 tarihlerinde yapılmıştır. Geri kalan Phryg kült ve mezar anıtlarının da M.Ö. 6. yüzyılında ortaya çıkmış olduğu diye kunts anatoliens Phrygisceh kunts kitaplarında ayrıntılı olarak açıklanmıştır.Phryg kaya anıtlarının bazıları ise Helenistlik ve roma dönemlerine aittirler. Ancak her iki dönemin kaya mezarların Phryg yanı pek kalmamıştır.
Kaynakça
Sevim Buluç “the architectural Use of the animal and Kybele Reliefs found in Ankara “Source:Notes in the History of art VII 34, 1988. 16-23; AKURGAL, Phrygische Kunst, Ankara 1955; E Akurgal Die Kunst Anatoliens
Kaynak :http://www.definecim.com/index.php/anadoluuygarliklarinda/phrygsanati.html