S O Y L U E D E B İ Y A T

ölüm oruçları ve jonathon livingston olmak

                         

Ölüm oruçları ve martı jonathon livingston* olmak


Martı jonathon uçarken şekiller çizmeyi,hız yapmayı,taklalar atmayı,kanatlarına rüzgarın değişiyle ustaca manevralarla yön değiştirmeyi,kısacası uçmanın gerektirdiği her şeyi hatta fazlasını oldukça güzel bir şekilde yapmaktadır. Daha güzel,daha başarılı uçabilmek için sürüden ayrılır ve kimsenin denemediği,kimsenin bilmediği figürleri dener saatlerce.

Diğer martılar ise sürüde her zamanki yaptıkları işlerini yapar başkada   bir şeylerle uğraşmazlardı.Balıkçıların atacakları bayat ekmek ve balıkları kapmak için çığlıklar atarak uçarlardı.Yaşam sınırlarının bu olduğunu ve uçmanın da bunun için yapılması gerektiğini düşünen sürü martısıydılar.Oysa jonathon uçmanın özgürlük olduğunu,en iyi şekilde uçmanın kendisine vereceği hazzı düşünür,ve sürekli farklı uçuş şekilleri dener,her yeni şey öğrendiğinde mutluluğu daha da artar,özgürleşmenin basamaklarını adım adım geçer ve bundan sevinç duyardı.

Bir gün kıyıdaki sürünün yanına taklalar atarak iner.Martı konseyi toplanmıştır.Uzun süredir jonathon izlenmektedir.Martı konseyi jonathon livingstonu sürünün içinden gelmesi için çağırır.Jonathon bu uçuşlarından dolayı ödüllendirileceğini düşünür.Ama konsey tartışmaları sonucunda vardığı kararı bütün martı sürüsünün önünde açıklar:martılığın yaşam sınırlarının yiyecek bulmak olduğunu ve uçmanın da bunun için yapılması gerektiği yönündeki martısal sürü yanılsaması kararını yüksek sesle söyler;bu kuralı çiğnediği için jonathon sürüden atılır.Uzak kayalıklarda tek başına yaşamak için sürgün edilir. 


Söz söyleme kendini savunma hakkı da yoktur.Çaresiz bir şekilde sürünün içinden ayrılır.Oysa bir zamanlar annesi ve babasının sözünü dinlemeyi ve sürü martısı olmayı istemişti ama içindeki özgürce uçma tutkusu her defasında onu engellemişti.

O asla sürü martısı olmayacaktı.Artık yalnız başınaydı.İstediği gibi uçuyordu.Avlanırken de hiçbir martının bilmediği bir şeyi deniyordu.Denizin
10 fit derinlerine dalarak sürü halindeki balıkları avlamak yeni keşfettiği bir uçuş ve dalış şeklinden ürettiği avlanma tekniğiydi.Aynı günlerde Chiaz adlı bilge bir martıyla karşılaşır Chiaz ona neden yalnız uçtuğunu sorar oda uçmayı ve özgürlüğü çok sevdiği için sürüden atıldığını anlatır.


Chiaz ona -üzülme ben de uçma tutkum yüzünden atılmıştım sürümden seni anlıyorum.Sonra jonathana döner gözlerinin içine bakarak -çok mu seviyorsun uçmayı diye sorar. Jonathon: evet dünyadaki her şeyden çok seviyorum özgürce uçmayı diyerek yanıtlar Chiaz’ı – o halde başlayalım der Chiaz . Chiaz usta bir uçucu ve aynı zamanda bilgedir de.Mükemmel figürler çizer gökyüzünde,hızını en yüksek seviyelere çıkarır ,süzülür,dalışlar yapar… jonathon ,Chiaz’a hayran kalır ve –bana da öğretir misin böyle uçmayı diye sorar

                              Chiaz,-haydi o zaman denemelere başlayalım der günlerce ,aylarca sürer uçuş denemeleri ve çok yorucu olur ama Jonathon pes etmez.

Bilge Chiaz özgürce uçma tutkusunun ;martının doğasında olduğunu,ve bedene hükmetmenin, düşüncenin ona nasıl baktığıyla ilgili bir davranışın sonucu olduğunu anlatır.


Düşüncede başlayan özgürleşmenin yaşamda nasıl gerçekleştiğini uçuşunun özgünlüğünü göstererek kanıtlar.Bedeni ustaca kullanmanın düşünceden geçtiğini kavratır.Yaşamın anlamının özgürlük olduğunu ,bunun için uçmanın sınırsızlığında yol almaya karar vermenin bir başlangıç olduğunu,fakat asıl özgürlüğün istediğin anda istediğin yerde olabilmek olduğunu ve sonsuz özgürlüğün bu olduğunu anlatır.


Uzun çalışmalardan sonra gerçek özgürlük uçuşu için hazır olduğunu Jonathon’a söyler ve bir gösteri yapar bir anda çok uzaklarda  bulutların yanındadır Chiaz.jonathon bunu fark ettiğinde Chiaz kaybolur ve Jonathonun sol kanadının yanı başındadır J onathın gözlerine inanamaz ve hayretler içinde bunu nasıl yaptığını sorar.

Chiaz :istediğin zaman istediğin yerde olmak için tutkuyla istemek gerekir,orada olmayı istemek,inanmak,en önemlisi özgür olduğunu bilerek açıp kanatlarını sonsuzluğa uçmak gerekir,doğal olanı kullanmayı bilmek yaşamın içinde uygulamak ve bu yönünü ustalaştırmak gerekir,işte gerçek özgürlük budur der.Haydi bakalım Jonathan şimdi birlikte deneyelim der.


En zor olanı budur  ve bir anda yok olurlar bulutların arasındadırlar,altlarında yeşil ağaçların olduğu,  ırmakların nazlı nazlı aktığı bir yerin göğünde bulurlar kendilerini Jonathon :öldük mü burası neresi diye sorar –hayır der Chiaz ölmedik istediğimiz an istediğimiz yerdeyiz, şimdi artık sen gerçek özgürlüğü yaşıyorsun, gerçekten özgürleşmiş bir martısın, izle beni; der ve bir anda önceden uçtukları yerdedirler.


Martı jonathon,gerçek özgürlüğün istemek ve yapmak için  cesaret etmek ve bunun da içindeki özgürlük tutkusuyla birleştirilmesi olduğunu;uçmanın sadece bu özgürlüğü gerçekleştirmenin hissini yarattığını anlar.


Bu özgürlük hissinin uçmadan tadılamayacağını kavrar ve bu düşünceyi içselleştirir beyninde.

                          Bir gün Chiaz gitmesi gerektiğini söyler ama gitmeden jonathan’a şunları sorar:

-kovulduğun sürüne gidip bunları öğretmek ister misin?onların içinde senin özgürce uçmayı isteyenler vardır bunlara öğretmen gerekmez mi?

-evet der jonathan;

- onlarında bu tutkuyu ve gerçek özgürlüğü yaşamaları gerekir oraya gidip onlara öğreteceğim

Diyerek yanıtlar Chiaz’ı

Chiaz son kez –sevgiyi ihmal etme jonathon,sevgiyi ihmal etme! Diyerek bulutların arasından bir ışık olur ve gözden kaybolur gider.

                          Jonathon uzun zaman sürüsüne ulaşmak için uçar,gökyüzünde uçuş denemeleri yapar,bir süre sonra bir grup martıyla karşılaşır,onlarda sürülerden atılmışlardır,Jonathon onların yanına yanaşır ve

-neden sürünüzle değilsiniz?neden ayrı uçuyorsunuz? diye sorar

-bizler öyle yaşamayı istemiyoruz  biz özgürce uçmak istiyoruz derler

Jonathon: gerçekten özgürce uçmayı istiyor musunuz? diye sorar onlara

-dünyada her şeyden çok istiyoruz  derler

-o halde başlayalım der jonathon ve onlara ustası Chiazdan öğrendiklerini  öğretir tutkuyu,istemeyi,inanmayı ve özgürlük uçuşunu ve hissetmeyi evet hepsi tutkuludurlar ve çabuk öğrenirler,

-artık öğrendiniz şimdi sürünüze dönüp öğrendiklerinizi diğer kardeşlerinize öğretmelisiniz der jonathon

Ama onlar karşı koyarlar:

-onlar bizi sevmiyorlar,bizi kovdular,reddettiler,niye dönelim sürüye  biz neden sevelim onları?

-sizler onların kovmalarına aldırmayan sizde onların içinden geldiniz,sizleri içinizdeki uçma tutkusu getirdi buralara,martıların doğalarında vardır bu özgürce uçma tutkusu,onları bu yüzden sevmeliyiz,çünkü içlerinde bunun olduğunu biliyoruz,önemli olan bu özü sevmek ve açığa çıkartmaktır,onların size böyle davranmalarını önemli değil sizlerin onlara nasıl davranacağınız daha önemli,sizler bu özü sevecek ve açığa çıkartmak için yardımcı olacak mısınız?onlarında sizler gibi özgür birer martı olmalarına yardımcı olacak mısınız bu daha önemli onlara öfke mi duyacaksınız bu sürü davranışlarından dolayı,yoksa onlara özgürlüğün yolunu göstererek,özgürleşmeleri için yardımmı edeceksiniz?jonathon konuşmasının  bitirir ve en sonunda



-sevgiyi ihmal etmeyin o zaman her şey daha kolay olur der ve bulutların arasından ışık olur gider.Diğer martılarda biraz durduktan sonra hızla jonathonun gittiği yöne uçarlarve jonathon a yetişirler.

           

Uzun zaman jonathonun liderliğinde yol alırlar yedi martıda mükemmel figürler çizerek inerler sürülerinin yanına.Sürü içerisinde sürgüne göndermeden sorumlu konsey üyeleri jonathonlarla ilişki kuranların sürüden atılacağını söylerler ve konuşma yasağı getirirler.Bir kaç ay boyunca jonathon ve özgür martılar uçuşlar yaparlar gösterileri büyüleyicidir ve sürü üzerinde etkileri görülmeye başlar.Bir gün martı Kirk Maynard sol kanadını sürüyerek kumsal boyunca sağsa sola yalpalayarak  özgür martıların yanına gelir ve jonathona ,

-yardım et bana,uçmayı dünyadaki her şeyden çok istiyorum. Der

Martı jonathon:

-haydi gidelim öyleyse Özgür martı Kirk Maynard,karadan uzaklaşalım ve başlayalım.

Kirk Maynard:

-anlamıyorsun,kanadım… ben kanadımı hareket ettiremiyorum. Diye ümitsizce yakınır durumundan

Jonatthon:

-Martı Maynard,burada ve şimdi,kendin olmakla ,kendi gerçek kişiliğine sahip çıkmakta özgürsün ve hiçbir şey seni yolundan alıkoyamaz.Bu yüce martı yasasıdır. Der

Martı Maynard:

-sen şimdi benim uçabileceğimi mi söylüyorsun? Diyerek heyecanlı bir şekilde sorar

Martı Jonathon:

-ben senin özgür olduğunu söylüyorum,sen özgür bir martısınder ve onu cesaretlendirir

Ve martı Kirk Maynardyüksek kayalıkların üzerinden kendini boşluğa bırakır yanıbaşında

Jonathon:

-haydi Kirk haydi başarabilirsin, rüzgarı hisset, kanatlarına dokunuşunu, onun gücünü, yardımını anla, kanatlarını rüzgara göre ayarla  özünden gelen sese kulak ver evet evet bak oluyor işte

Yukarılara yükselirler onun beş yüz fit yukarıda attığı çığlıklar sürünün uyanmasına neden olur.Maynard artık uçuyordur ve çığlıklar atar gökyüzünde


-uçuyorum artık uçuyorum başardım başardım!


Sonraki günlerde gerçek özgürlük  uçuşunu da yaparlar Maynard onu da başarır sürünün içinde homurdanmalar olur ve sürüden kopmalar başlar martı konseyi iktidarını kaybetmeye başlar.Artık özgür martılar birliği denilen yeni bir martı topluluğu kurulur yanıbaşlarında bu onları zor durumda bırakır, sürü dağılır, konsey yalnız başına kalır, jonathon onlara da özgür topluluğa katılmalarını önerir ve içlerindeki özgür martıyı dışarı çıkartmalarını söyler  kabul görmez o halde yapacak bir şey yok siz martı olmayı unutmuş sunuz martılığı reddediyorsunuz der  ve özgür martılar birliğine   döner.

Öykümüz böyle





Ölüm oruçlarındakiler martı jonathonlardır,bu toplum onları dışlamamaktadır.Onlar bu toplumun içinde sürüleşmeye hem kendi adlarına hem de bu toplumun ezilenleri adına  karşı çıkmış,kendi kişiliklerinde başlattıkları özgürlük hareketini tüm toplumdaki ezilenlerin özgürleşmeleri için yayma görevini üstlenmiş martı jonathonlardır.

Onlar ne kendilerinin ne de halklarının balıkçıların atacakları bayat ekmek ve balık peşinde uçan martılar olmalarını kabul etmemiş özgür martı jonathonlardır.Birilerinin atacağı kırıntıları yemeyi ve bunun için uçmayı reddetmiş ve halklarına bu gerçekliği anlatmayı görev edinmiş fedakar martı jonathonlardır.

Onlardan daha iyi kimse bilemez özgürce uçmanın verdiği hazzı,kırıntıların peşinde uçmaz onlar,uçmak(devrimcilik) özgürlük içindir ve doğalarında bu sarsıcı özün hükmü vardır.

Sadece uçmanın yarattığı özgürlük hissi yükseğe, daha yükseğe,daha daha yükseğe çeker onları ve ışık olup giderler bu dünyadan öteki(siz)liğe,istedikleri an istedikleri yerdedirler artık,insanların yüreklerinde olmayı istediler hep,oradadırlar,yol gösteren ışıktırlar,zaman ve mekanın dili yoktur artık dilden dile yürekten yüreğe aktarılan tarihsel bir gerçekliğin yaratıcısı martı jonathonlardır onlar.

                Halkları çoğu zaman dövülürken,öldürülürken,kimi zaman bir çatışmanın ortasında  kucağında taşları kavgaya tutuşmuşken yürekleri kocaman,küçük elleri kan içinde görür onları,gözlerinde özgürlüğün iflah olmaz ateşi yanar;dinginliği parçalanır kent sokaklarının ,halklarını ölesiye severler,çünkü özgürlük onların doğasında vardır bu yüzden sevilir halk,şimdilerde bu halktan adam olmaz diyenlerin adam olmamış kendilerini anlattıkları bir süreçte halklarının özgürlük ateşini harlandırmak için vücutlarını birer ateş topuna  döndürenlerin balıkçı teknelerinin arkasında ekmek kırıntıları için uçanlardan farkı budur elbette,uçmayı ama özgürce uçmayı bu yüzden seçmişlerdir.



Onlar, halklarına giderken sevgiyi ihmal etmemişlerdir ve umutlarını tüketmemişlerdir hiçbir zaman ;çünkü onlarda sürüleştirilmeye çalışılan bu halkın içinden çıkmış martı Jonathonlardır.nasıl ki kendilerinde bu öz açığa çıkmışsa bir gün halklarının da özleri açığa çıkacaktır ve bu yüzden sevilir bu halk.

                


Martı Jonathonların görevi bu değil midir zaten?bu özün varlığı açığa çıkartmak ve gerçek özgürlüğe birlikte ulaşmayı sağlamak.

Elbette martı Jonathonlar olduğu gibi martı Kirk Maynardlar da  vardır bu toplumda ,sol kanadı kırık;ve kanadı kırık olduğu için uçamadığını düşünen Maynardlar ;


Martı Joonathonlar Maynardları ellerinin tersiyle itmezler onlara özlerini hatırlatır ,cesaretlendirir onlara şu an kendi için özgürce karar verebileceklerini ve özgür olduklarını hatırlatırlar;haydi uçalım öyleyse sen başarabilirsin,senin özünde özgürce uçmak var sen sürü martısı değilsin haydi çırp kanatlarını özgürlüğe aslolan karadan uzaklaşmaktır uçmak için gökyüzüne çıkmalısın haydi yüksel biraz daha yükseğe daha yükseğe oluyor bak artık uçuyorsun,ne hoş değil mi özgürce süzülmek gökyüzünde?,kanatlarını okşayışı rüzgarın ama dikkat et rüzgar sert estiğinde içe toplayacaksın kanatlarını kırılmasın diye,dengen bozulup kayalara çarpmayasın diye;

                    


evet sert esiyor rüzgar;



uçmayı denemiş ve belirli yüksekliklerde uçmuş ,özgürlüğün verdiği hazzı tatmış martılar da vardır.Sert esen rüzgarda dengesini yitirmiş,kayalara çarpmış,kanatları kırılmış martılar, tekrar uçmaya cesaret edemeyen martılar…



Vücutlarının değerinin,düşüncelerinin ona verdiği önemle eşdeğer olduğunu henüz kavrayamamış martılar…



Düşüncelerinin özünde özgürlük tutkusunun varlığının önemli olduğunu,vücuda yön verenin ve özgürleştirenin düşünce olduğunu…



Vücudun ve kanatların sadece uçmada ,özgürleşmede kullanılan birer araç olduğunu kavrayamamış martılar…



Sadece uçmanın  hazzını yaşamış,uçmanın özgürleşmede bir basamak olduğunu kavramamış,sürekli yeni uçuş biçimleri,yeni yükseklikleri bir tutku halinde geliştirmenin ve istediğin an istediğin yerde olabilmenin asıl özgürleşme olduğunu kavrayamamış martılar…


Kanatların ,başın ,gözlerin neden değeri olduğunu kavramak…



Varlığın korunmasının bir tek amacı vardır o da gerçek özgürlüğe ulaşmak



Gerçek özgürlük;kırıntılar peşinde uçmamak ve diğer martıları da sürü martısı olmaktan kurtarmak için onların özündeki özgürlük tutkusunu açığa çıkarmalarına yardımcı olarak kendi özgürlük tutkusuyla birleştirmek ve özgür martılar birliğini kurabilmektir,yükseğe daha yükseğe daha daha yükseğe ulaşabilmek başkalarını da ulaştırabilmektir.

                     Martı Jonathonlar elbette özgürdür ama kirk maynardlar ve diğerlerinin yardıma ve cesaretlendirilmeye içlerindeki özün farkına vardırılmaya ihtiyaçları var.Onlar en azından uçmayı denemişler belli yüksekliklere çıkmışlardır.Onlar en azından uçmaya cesaret etmişlerdir ve yine uçabilirler.Çünkü özlerinde bu var ve bu yüzden sevilirler zaten,

                    Martı Jonathonların bilgeliği bu özün varlığını bilmek ,açığa çıkartmak ve yönlendirmek değil midir zaten.

                    Nice martı Jonathonlar yaratılabilir yeter ki sabırlı olunsun   
2000-2001 

  *Amerikalı yazar Richard Bach tarafından yazılmış, bir martının hayatını ve sürüyle birlikte olan yaşamını anlatan fabl türünde hikâye

   

bugün 12 ziyaretçi (32 klik) burdaydı!
geri git ileri git hakkımda


online
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol