barış
barış
adını kürtçe koyup acıların ağıtlar yakmaksa şehitlerin ardından
yoksul bakışlarını süslemekse
sarı
kırmızı
yeşil
harmanisiyle düşürülmüşlüğün
toprağın bildiğin yerlere yatırmaksa kırkı çıkmamış bebeleri
dizanteriden tifodan
ve açlığı ekmekse güzelim harran ovasına
kurban vermekse zap deresine genç kürt kadınlarının bedenlerini/
töreler böyle diye
ve diyarbakır sokaklarında satmaksa bedenlerini/onyedisine gelmeden daha
yahut tecavüze uğrarken apoletlerin ışıltısında/kürtçe haykırabilmek özgürlüğüyse barış
özlemi kana döner nefreti tükürür mazlum doğan
ölüm dahi öldürmezdi onu bu kadar
bu kadar göğüs başından
barış
porno filmlerinde kürtçe orgazm olmaksa eğer
yahut fahişeliğin adını telaffuz etmekse kürt dilinde
ve bir coğrafyanın adını kazımaksa belleklerden/özgürlük uğruna kanla sulanmış
katliamları öğrenmekse anadilinde ingiliz oyunu diye
yahut defilelerde satışa sunulmuş kadın vücutlarının estetiğinde/kürtçe reklam verebilmek özgürlüğüyse barış
nasılda yanar yürekleri
isyan bakışlarını koyaklara yatırmış devrimci halk çocuklarının
ve haykırarak özgürlüğü
bir şamar gibi patlatıp yüzlerine dost cellatlarının
diyeceklerdir elbet
“bu kavga sürüyor sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek”
99-2002 kırşehir coşkun edip soykan