S O Y L U E D E B İ Y A T
söylence-8
Söylence-8 bilmez ki afişteli sözler,
dili lal dakikalar suskunsa eğer beklemekse gariban gözyaşını, yanağında döne döne, kıvranıpta düşer mecalsiz bakışları sakınır yargısını, suda aksine bakarsa nihayet dönerse terkedilen akşamı, yüreğinde isli alevi, söner elbet bu yara korkaktır, kapatır kabuğunu, kanı içerden sineye gürledikçe bu yara! kangren sorgusu dilinde sözsüz cümleler yerine aksayan o hayaldi meğer gece küserken ay ışığına çağrışırdı öksüz kalırken hani sabahları gülerken gün ışığına hisleri yanlız kalmazken hani bağıra çağıra yaşadık mı sanırsın düğüm düğüm boğazında sağrısı kahpe tuzak ve felekse dost yarası büyüyen hançerin çilesidir yangısı tavanda gözyaşı takkesi giydi semanın cümbüşlü sesi bir haykırışla yırtar geceyi meğer; sokakta vurulur mertliğin cüssesi gel şafakla bir! gizli rehavetlerle kolla düşlerini inancını savur rüzgarına, coşsun! arı duru ırmakla bir içinde balıksa gözlerinin dili umudunu perçinle hülyalarınla bir hüsrana uğrarsa boz bulanık dağlar yakılırsa aşkın sazında gönlü taşkın canlar gör! ne gök fermanını dizginler, ne de toprak, ayaklar altında çorak kalır tohumda başak, başakta lalezar şehirler kuşatılmış emeklerdir, ''güneşin zaptına yakın'' zılgıtı dilinde, Nazım'dır akseden sedefler orağını vurdukça toprağa ağulanmış dermanları hasatlar samyeli kasırgasında alınteri duydu abdal, obisten gelen sesi semavi sığınmalarla tutuştu tan vakti ayazında zemherinin küllenen seheri bu köhne, bu ihanet, bu davası sancılı akşam, ecele kaçışan dirilik, açılan avuca verilmeyen metelik, yok sayılan merhamet, cepsiz kefenlere sürülen elem hangi harfin, hangi renge aşkını hangi şair, hangi şiir anlattı bu uygarlık, nasıl bir insanlıkla dünyanın yargısal mayasıydı 08.07.2009 Sevda.... |
|
|
Sevda Karakaya
|