S O Y L U E D E B İ Y A T
söylence-7
Söylence-7 çalı kuşları tırmalıyor toprağın paklığını
yılların ahir sadakatsizliğinde gözgöze geliyorum zambağın dilsizliğiyle sevda'ya aç mecnun şarkıları dinliyor parmaklarımı acıtan, kınasız kalemim hatıralar körüklüyor bakışların vedasını buseler ten değiştiriyor gri bulamaçlık kalıyor sahnede et kokularıyla boğuluyor bir şehir kusuyor hünkar, küfrü ayazın dervişliğiyle yangınlarda kalıyor protest adımlarım geride manidar izleri terkediyor, duru yanlızlığı ıslanmış baharlara salıyorum, saksafonun yabancılığını kısılmış sesi ürperiyor bindokuzyüzseksen'den kalan yıllanmış radyomun kirli sakallarının karartısında bir adam tükürüyor içinde biriktirdiği sorgularından düşerek bitap bir kadın mendiliyle siliyor gerdanının terini bıkkın mevsimlere kurban edilmişliğiyle harap zaman, süreksiz devinim mecaliyle ilerliyor okları hızmalanıyor umutların, göğün tellal bulutlarıyla darlığında sıfatsız cümleler doğuruyorum ansızın al fizanlı güllere yaslıyorum dertli dakikaları avuntuyla bağırıyorum baraklara benzeş, melodisini ıtırlığın çernobil çaresizliğinde kalıyor faydasızlığa kısır, kendime dair saydıklarım ufuk, kapıya atılmış cesettir şimdi eşikte kan damlacıklarıyla aksar yitik sedalar şahin kanadında hırs taşıyan namlularla sinsi yok oluşa coştu, zafer ilamlarındaki karartılar elimde olmazken susuyorum yaralı güvercin gayreti duvar dibinde unutulan kabuklarıydı yaralarım, her biri başkalığa firari buzulların yıkık saltanat tarihi siliniyor sayfa sayfa çocukların kısrak tutkuları yudumluyor gamsız tesellileri utangaç renkler asılıyor yıldızların kuyruklarında tahtında huzursuz yamaç inatçılığı alıyor yerini hava kesik, hava tutuk, hava yürüyüşünde nizami atılıyor zebani vakti,susuz serapların doruğunda.. semerelemiş sanıyorum tufanda kalan yarını uçsuz çölleri suluyordu oysa miladı vanasız musluklar çağrının ötesinde bir ülkeydi, topuklarda yılgınlık utancıyla bekleyen kapanmış gözkapaklarıyla kalıyor yüzünde can damarı beyaz kanatlarımı açıyorum efkar çekilirken elimde olmazken susuyorum ve güneşse adım, uçacaksam, yaralı değilsem güvercinse vaktin adı uçmuşsam mavileşen göğün içine, yaşamaksa sapanın vurmadığı kanatlarım çırpmak kalıyor nadide, yeni dünya aşkını, insanlığın seyrine... 03.07.2009 Sevda.... |
|
|
Sevda Karakaya
|