Bireyin mutluluk anlayışı ,ölçüsü var mıdır? ve bu o bireyin ait olduğu sınıfın ölçüsüyle benzerlik gösterir mi?yoksa her sınıfın belli genel bir mutluluk modeli vardır ama bireylerde farklılıklar olur mu?veya mutluluk göreceli bir kavramdır ve her bireye göre değişir mi?mutluluğun genel bir tanımı varmıdır?
Mutluluk: Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet(Büyük Türkçe Sözlük)
Sınıflı toplumlarda yani, [işçi sınıfı,sanayi ve banka büyük kapitalistleri(üst burjuvalar),orta sınıf ticaret kapitalistleri;köydeki karşılıkları(orta burjuvalar esnaflar veya ticaret erbapları),alt sınıf ticaret kapitalistleri;köydeki karşılıkları(küçük burjuva esnaflar) ];doktorlar,avukatlar,mühendisler,öğretmenler,memurlar…..
Bu sınıf ve ara sınıfların(toplumsal kesimlerin) var olduğu bizim toplumumuzda da sınıfların karşıtlaştığı gibi ,kavramlar da karşıtlaşırlar.Her şeyin parayla alınıp satıldığı bizim toplumumuzda yani kapitalist toplumda mutluluk, zenginlik yani parababası olamak olarak değerlendirilir ve daha çok para kazanmak için her şey yapılır ve mübah görülür,kişi sadece kendini düşünür daha fazla kazanmak için rakiplerini bertaraf etmek, ortadan kaldırmak, iflas ettirmek ,piyasadan çekilmesini sağlamak ister; karşısındakinin iflastan sonra ne yiyip içeceği çocuklarına ne götüreceği umurunda değildir çünkü onun piyasadan çekilmesi kendisine daha fazla müşteri getirecektir ve daha fazla kar yapacak yani daha fazla para kazanacak ve mutlu olacaktır ama diğerini ve çocuklarının mutsuzluğunu düşünmeyecektir ne pahasına kazanılan bir mutluluk ve bu yaşanacak olan mutluluk mudur gerçek mutluluk mudur yoksa yanılsamalı bir mutluluk mu?Komünist toplumda ise bireysel insanın ,kendisini yeni bir dünya yaratmakta olan tüm insan toplumuna yararlı ve gerekli bulmasıdır mutluluk;en mutlu olan insan,en çok sayıda insanı mutlu edendir,bir birey toplumunun mutluluğunun kendi mutluluğu olduğunu bilir üretirken bütün toplumu için ürettiğini ve onların kendi ürettiklerini tüketirken ihtiyaçlarını karşıladıklarında mutlu olacaklarını bilir ve bu toplumunu mutlu ettiğini bildiği için yaptıklarından mutluluk duyar çünkü o insan toplumuna fayda sağlamış bir insandır toplumunun kendisine ihtiyacı olduğunu bilir ve onların ihtiyaçlarını karşıladığı için onur duyar,mutluluk hazzı duyar,toplumunun ürettikleriyle de kendisi ihtiyaçlarını karşılar ve strese girmez açlık korkusu yoktur ,gelecek kaygısı yoktur; herkes, hem insan toplumu için, hem kendisi için üretir,böylece ticaret denilen kara dayalı,sistem ortadan kalkar ve kimsenin iflası diğerinin mutluluğunu sağlamaz veya başkalarının ürettiklerini satarak sömürüye dayalı kazanç elde eden patron ve başkası için üreterek ancak yaşamasına yetecek kadar ücret alan işçinin arasındaki fark kalkacağı için yani patron olamayacağı için sömürüde olmayacak gönüllü üretim ve çalışmanın olduğu bir toplum;gelelim kapitalist sistemde ki mutluluk yanılsamasına tipik örneği aşağıya alarak görelim:
KURU FASÜLYE
PİLAV
SOĞAN
EKMEK
SİGARA
CİNSELLİK
KONUT
GİYİM-KUŞAM
Evet bir işçi veya memur hatta son on yılda küçük esnaf yukarıdaki örnekte görülen yaşamı mutluluk olarak değerlendiriyor üç aşağı beş yukarı;patronların veya patron devletin uyguladığı ekonomik politika işçinin ve memurun cebinden sürekli olarak paranın eksilmesi ile sonuçlanır yani şöyle ki bir dönem sonra sofradaki sigaranın yarısını alır sistem buradaki davranış ya sigarayı az içeceği için kendini ona göre ayarlamak olur veya zaten igara sağlığa zararlı azaltmış oluruz böylece şeklinde olacaktır biraz serzeniş olmakla birlikte bi keyfimiz sigaraydı onu elimizden alıyorlar denilerek geçiştirilir ama o mutludur ailesiyle işi vardır eve ekmek getiriyordur doyuyordurlar,çocukların masraflarına da ucu ucuna yetişiyordur ,kirayı ödemekte de biraz zorlansa da kahvede okeyini oynayıp eve geldiğinde erkek yahut kadın işçi memur fark etmiyor eşiyle cinselliğini de yaşadığı zaman tabi o kuvveti kendinde bulabilirse,yorgunluktan uyuya kalmamışsa çünkü fabrikalar ve çalışma yerleri insanın posasını çıkarıp evine gönderir işçiyi ve memuru ve küçük esnafta işçiden çok daha fazla çalışıp işinin başında kalmaktadır ,bu durum onlar içinde geçerlidir ssk primi,dükkan kirası,elektrik,su,doğalgaz,telefon,vergi birde kendi çalışması onun da posası çıkmaktadır aslında hem maddi ,hem manevi,hem de fiziki olarak ama yinede bunları karşılayabildiği için kendini başarılı ve mutlu görür.Bir başka dönem ekmeğin çeyreği elinden alınır yani sofraya böyle yansır fiyatlar ;aman canım ne olacak yarım çeyrekle doyrız aç açık değiliz ya ne olacak bunu da bulamayanlar var denilir ve mutlu olmaya devam edilir çünkü hala bir evde oturulur,yarım paket sigara içilir,eşlerle cinsellik yaşanır…yani mutludur.
Daha sonraki dönem pilavın yarısı alınır sofradan aman canım ne olacak zaten pilav kuru fasulyenin yanında çeşni olsun diye yapıyorduk bundan da bu kadar olsun ne olacak aç açık değiliz ya bunu da bulamayanlar var evi barkı olmayan var biz yine iyiyiz denilir ve mutlu olmaya devam edilir aslında haklıdır televizyonlarda boy boy çöpten ekmek toplayanları görmektedir(aslında onlara her gün gösterilmektedir kendi halleriyle karşılaştırıp şükretmeleri için yahut ta gözleriyle kendi yaşam pratiğinde görmektedir )yardım için tv’lerde ağlayanları,medyatik-dilencileri görmektedir o evine ekmek götürebiliyordur kimseye el avuç açmamaktadır bunu gözünün içine içine sokarlar tv’lerden o da kendisiyle kıyaslar ve mutlu olur ne olacak canım yarım paket sigara ,yarım tabak pilav eksik olsun biz halimize şükredelim görmüyor muyuz tvlerdeki insanları ,bizim mahalle de de var bir sürü insan böyle yaşıyor biz yine iyiyiz aç açık değiliz çok şükür,mutlu olmaya devam edilir,bir başka dönem yeni giysiler ayakkabılar alınması gerekir ama giysilerden birine para yetmez olur ,eskilerle idare edilmesi gerektiği anlaşılır,seneyede giysiyi alırız denilir idare ederiz nasılsa,biraz eski ama olsun bunu bulamayanlar var başkalarından topluyorlar biz yine kendi paramızla alıyoruz dikkatli kullanalım çabuk eskitmeyelim görmüyor musunuz televizyonlardaki insanların hallerini, aşağıdaki filancalar kirayı verememişler evden çıkartmış ev sahipleri biz halimize şükredelimbaşımızı sokacak evimiz var kiramızı veriyoruz çoluk çocuğu aç açık bırakmıyoruz ve elbette bu arada cinsellik yaşanılıyor ve mutlu olunuyordur,ekmeğin çeyreği daha alınır,soğanın yarısı alınır,kuru fasulyenin çeyreği alınır onlar hala aç açık değillerdir hala cinselliklerini yaşarlar ve mutludurlar sonra işlerinin ne kadar değerli olduğunu düşünürler ya çalışmasaydık bizim yine işimiz var ya işimiz olmasaydı ne yapardık,nasıl yaşardık Allahtan patronlar varda işyeri açıp insanlara ekmek veriyorlar ve artık işleri yaşamlarının tek gayeleridir iş yaşamın zorunlu kendisi olur iş her şeydir ve işi olduğu için mutludur yarım yamalak doymak ,sağlık konutlarda oturmak ,sürekli azalan yeme içme giysi o kadar önemli değildir o işlidir ve toplumda ayrıcalıklıdır işi onun mutluluğudur mecburiyetidir ta ki işsiz kalana kadar bu yanılsamalı mutluluk kandırmacası ve bu zehirli uyumluluk devam edecektir.sonra koskoca bir boşluk kaygı,korku,iş bulamama stresle aile içi kavgalar evden atılmalar sokakta kalmalar boşanmalar intaharlar yanılsamalı mutluluğun büyülü kandırmacası bozulmuştur.Şimdi artık bir başka işi olanın örnek göstererek kendi avuttuğu ,mutluluk yanılsamasına malzeme yaptığı aşağıdaki komşudur kendisi,onu örnek veren işçi,memur aslında verdiği örneğin kendi hikayesi olduğunu bilmemektedir ta ki kendi başına gelinceye kadar
şubat 2008